27 Haziran 2011 Pazartesi

Flört ve Zina Artığı Kızlar

Flört ve Zina Artığı Kızlar


Karma eğitim, karma hayat ve çağdaş yaşamın gereği olarak kadın ve erkeğin fıtratının zıddına olarak birlikte okutulması, medyanın düzenli ve sistemli telkinleri, ifsat komitelerinin ahlaki yapıyı bozma gayretleri, sistemin ideolojik dayatmaları ve insanın fıtratını hiçe sayan eğitim sistemi yüzünden bayanlar zarar görmekle beraber mağdurda edilmektedir...

Geleceğin anneleri ve ailenin temel çekirdeği olan genç bayanlar sistemli ve sinsice ahlaksızlığın girdabına itiliyor...

Her gün onları sevmeye ve aşka davet eden şarkılar, türküler ve filmler ve özendirilen hayatlar yüzünden bu gencecik kızlar daha bluğ çağının başında kalbi ve hissi kemalata(olgunluğa) ermeden kendilerini aşk ve sevgi moduna sokmaya başlıyorlar. Sevmenin heyecanlı büyüsüne kendilerini kaptırıyorlar. Gençliğin toz pembe hülyalarına dalarak gerçeklerin ve hakikatlerin kıyısından uzaklaşıyorlar.

Sanki sadece dünyaya sevmeye ve zevk almaya gelmişler gibi bir inanç sistemine kendilerini adapte ediyorlar... Bu bilinç altına yerleştiren “hayatın gayesi sevmektir”. ”lezzet almaktır”. ”hayatı doya doya yaşamaktır “ telkinleri sonucu bir erkeği sevmemeyi eksiklik olarak gördükleri için genç kızlar daha ilköğretim çağında kendine bir erkek arkadaş veya sevgili bulma derdine düşürülüyor...

Kadınlar ve genç kızlar üzerinde planlanan bu çabalar ve gayretler neticesi flört kültürü toplumda her geçen gün daha da yaygınlaşıp sıradan bir hale gelmeye başlamıştır... Bu flört kültürü yüzünden genç bir kız belki evleninceye kadar onlarca erkekle arkadaşlık yapıyor. Bir adamla evlenmek için onlarca erkekle deneme arkadaşlık yapıyor. Bu arkadaşlık kültürü süresince bir çok genç kız daha lise çağında ömrün sonuna kadar şerefle taşıması gereken namus ve şerefini sevdiğini ve evleneceğini zannettiği yada aşık olduğunu düşündüğü kişiye gözünü kırpmadan teslim ediyor.

Bu büyülü rüya sevdiğini zannedip yada aşkı uğruna her şeyi feda etmekten çekinmediği erkek arkadaşının “seninle evlenmek bana hayır getirmez”, "artık senden bıktım” , “seninle evlenirsem mutlu olamam” sözleriyle kabusa ve sukutu hayale dönüyor. Sonra sevginin ve aşkın limitsiz olarak feda edilmesi neticesinde namus ve şerefi kirlenmiş flört artığı ve zina artığı olup kirlenmiş, bütün hayalleri yıkılmış genç bir kız kalıyor..

Aslında adına her ne kadar flört denilse de zinadan ibaret olan bu flört ve arkadaşlık kültürü ve karma eğitim ve karma hayat yüzünden nice kızlarımız flörtün, aşkın ve romantizm belasıyla zina artığı olmuşlar ve olmaya deva ediyorlar... Bu zina artığı olan kızlar ise sahipsiz ve hamisiz olarak ortada kalıyorlar. Bu zina artığı olan kızlar sevdikleri insanlar tarafından terk edilip kendi kaderleriyle baş başa bırakılıyor...

Çoğu genç kız farkında olmadan 5 dakikalık kaçamak zevkler uğrunda hayallerini yıkıyor. Sevgi ve aşkına her şeyi feda ediyor. Sevmeyi her şeyini korkusuzca feda etmek olarak zannediyor. Daha yolun başında sadece sevgisine ve aşkına referans yaptığı için namusunu bir erkeğe veriyor. Sonra elemler, kederler, endişeler, acılar felaketlere maruz kalıyor. Severek kendini teslim ettiği erkek tarafından dışlanınca ortada kalıyor. Derdini kime nasıl anlatacağını bilmiyor. Ömür boyunca bu lekeyi nasıl temizleyeceğinin derdini ezasını çekiyor. Sevginin ve aşkın bedelini zina artığı olarak ödüyor... Bu zina artığı hükmüne geçen kızların bir kısmı katı gelenek sahibi olan ailesi tarafından öldürülürken bir kısmı yaşlı insanlara eş olarak veriliyor. Bir kısmı evinden kaçarak güya bu utancını ailesine yaşatmamak için kendisini kötü yollara itiyor. Bir kısmı bir daha evlenememek korku ve utancı yaşanıyor. Bir kısmı bekareti gayri meşru bir şekilde yitirdiği için ailesine bu olayı nasıl izah edeceğini bilemediği için bu utançtan dolayı intiharı seçerek kurtuluşu intihar da bulurken; kimisi ömür boyu evlenmemekte çareyi görüyor. Kimisi hayatını suskunlukla geçirip utancını kimseyle paylaşmıyor.

Bütün bu Acıların ve felaketlerin başlangıç noktası sevgi ve aşk adına kendisini çok sevdiğini zannettiği bir insana teslim edip namusunu feda etmesi yüzündendir... Bütün bu felaketlerin başlangıç noktası sınırsız ve özgürce yaşama telkinlerine kendilerini kızların kaptırması sonucudur. Bu acıların ve elemlerin başlangıç noktası Hayat ve yaşamın sadece sevmekten ibaret olmadığı gerçeğinin bilinmemesidir. Bu feryatların ve figanların çıkış noktası kadın ve erkeğin fıtratlarının zıddına olarak beraber karma bir eğitim sisteminde okutulması ve etkileşim içerisine sokulmasıdır. Ateşle barutun kasıtlı olarak infilak ettirilmesidir.

Genç kızların başına gelen bu tür elim ve acı durumların en mühim sebeplerinden birisi de aklın muhakemesi ile değil hislerin tahakkümü ile hareket etmesi neticesidir. Namus ve şerefin kıymetini bilmeyerek onu basit sözlere ve hislere feda etmesi neticesidir. Namus ve şeref hiçbir zevke lezzete söze ve vaade feda edilecek kadar ucuz değildir. Feda edilecek hale getirenleri ellerinde geriye hiçbir şey kalmayacaktır. Ellerinde kalacak olan ise bir saatlik zevkin ve lezzetin acısını zina artığı olarak bir ömür boyu çekmektir...

Flört sürecindeki yakınlaşmalar tenhalaşmalar ve arzuların taşkınlığı ve şehvetin kabarması ve aklın gitmesi sonucu vücuda gelen zina neticesinde toz pembe aşklar kabuslara, tatlı düşler ise acı çığlıklara dönecektir... Erkeğin namus ve şerefine bir şeycikler olmazken kızların bakirelikleri yanında şerefleri ve namusları ve haysiyetleri de gidecektir

Halbuki islami ve ahlaki bir hayat tarzı yaşayan insanlar hayatlarını ve yaşamlarını imani ve Kur-ani bir çizgi ve sınıra çektikleri için evlilik dışı olan ilişki olan flörte asla girmezler. Senet sepeti ve garantisi olmayan ve sadece söze dayanan ve aşkı referans almazlar. Onlar evlilikte ve aşkta referans olarak başta Allah rızasını sonra ise Kur-an ve sünneti esas alırlar...

Ve onlar için iki tarafın birbirini sevmesi ve aşık olması yeterli değildir. Ölçü ailelerin rızası dahilindeki nikah akdi yapılmasıdır. Evlenmeden önceki deneme yanılma yöntemi olan flörtle ile deneme süreçlerine girerek bir bilerinin namus ve şereflerine halel getirmezler. Uhrevi ve dünyevi kriterleri birlikte değerlendirip hareket ederler. Evlilik dışı olan bütün ilişkilerin mahiyeti itibariyle zina olduğunu bildikleri için flörte yaklaşmazlar. Flörte yaklaşmadıkları için duygu ve arzuların kontrolü harama kaymaz. Namus ve şeref eğitimi aldıkları için kendilerini erkeklerin söz ve yakışıklılıklarına kaptırmazlar. İslamın onlara çizdiği sınır ve ölçülerin dışına çıkmadıkları için emniyet ve selamette ve saadette kalırlar. Beyaz gelinliklerle baba evinden ayrılırlar. Kapkara zinalara bulaşarak bedbaht olmaz. Kızıl kanlara boyanarak hayatları son bulmaz. Yada rezil bir hayata düçar olarak yaşamazlar.

Allahın en munis emaneti olan ve toplumun manevi mimarı olan ve geleceğin anneleri olan kızlara aileleri gerekli imani ve ahlaki alt yapıyı sağlamadığı,onlara namus ve şerefin hiçbir zevke ve lezzete ve aşka feda edilmeyecek kadar değerli olduğu dersi verilmediği, karma eğitime karşı çıkılmadığı ve ahlaksız filmlerin tesirinden kızlar kurtarılmadığı takdirde toplum zina ve fuhuş artığı kızlarla dolacaktır. Zina ve fuhuş mağduru ve artığı olan kadınların olduğu bir toplumda akıl, nesil, din ve ahlak asla muhafaza edilmeyecek ve aile denilen kurum yıkılıp gidecektir. Bu yıkıntıların altında herkes kalacaktır.

Muhammed Şamil KAKÇA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerinin bağlıları (Süleymancılar) hangi partiye oy verecek? | Hangi parti tercih edildi? | Mehmet Fahri Sertkaya (video)

Cemaat merkezi ( Muhterem Alihan Kuriş Beyağabey ) kararını açıkladı: KESİNLİKLE OY YOK! Kesinlikle AKP'ye ve MHP'ye oy ve...