23 Temmuz 2012 Pazartesi

İslam Dini'nin hizmetçileri olmak

İslam Dini'nin hizmetçileri olmak
İslam Dini'nin hizmetçileri olmak

Cenâb-ı Hak bir âyet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır (meâlen): "Müminlerden özür sahibi olmaksızın oturanlar ve Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihâd edenler müsavi olmazlar." (Nisa Sûresi, 95-96)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ise. Hz. Ebû Rafi' (r.a.)'a şu nasihatte bulunmuşlardır:

"(Yâ Ebâ Râfi'!) Allah'a yemin ederim ki, senin vâsıtan ile Allah'ın bir kişiye hidâyet vermesi, senin İçin, üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.." (Feyzül Kadir 5/259)

Allah yolunda yapılacak hizmetlerde gösterilecek gayretin en güzel misâli, peygamberler ve onların vârisleri olan hakikî âlimlerin hayatlarıdır. Yıllarca dîni teblîğ ettiği halde, sadece bir kişinin hidâyetine vesile olan peygamberler olmuştur. Bütün sıkıntılara rağmen, tebliğ vazîfesindeki gayretleri asla eksilmemiştir.

Dîn-i Celîl-i İslâm'ı tebliğ hususunda, Peygamber Efendimizin çektiği sıkıntıları ve bunlara karşı gösterdiği sonsuz sabrı kelimeler ile anlatmak mümkün değildir. Peygamberimiz Bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

"Yemin ederim ki, Allah yolunda, kimsenin görmediği eziyetleri gördüm. Allah uğrunda, hiç kimsenin görmediği korkulara maruz kaldım. Öyle bir otuz gün ve gece geçirdim ki, Bilâl'in koltuğu altında sakladığı yiyecek dışında ne bende ne Bilâl'de bir canlının yiyebileceği bir seyyardı!" (Hayatü's-Sahabe 1/264)

Kendisine hâlini arzeden Hz. Ümmü Süleym'e de, şöyle buyurmuşlardır: "Sabreyle! Allah'a kasem ederim ki, yedi günden beri Muhammed'in ailesinin yiyeceği yoktur. Üç gündür taştan tencerelerinin altında ateş yakılmadı! Vallahi, Allâhü Teâla'dan bütün Tihâme dağlarını altın yapmasını isteseydim, arzumu gerçekleştirirdi" (Hayatü's-Sahabe 1/31)

İşte çektiği sıkıntılar... Ve işte vazîfesindeki gayreti: "EyHabibim! Nerdeyse sen, bu söze (Kur'ân'a) inanmayanların ardından üzülerek kendini helak edeceksin." (Kehf Sûresi, 6) Şu bir hakikattir ki, bu hizmetlerin bize ihtiyacı yoktur. Cenâb-ı Hak, dîninin, kıyamet sabahına kadar devam edeceğini bildirmiş. Peygamber Efendimiz ise bir fâcirle dahi olsa, bu dinin her tarafa yayılacağını beyan etmiştir. O hâlde, müslümanlar olarak, bütün arzu ve gayretimiz, Cenâb-ı Hakk'ın bizleri dîninin hizmetçilerinden kılmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerinin bağlıları (Süleymancılar) hangi partiye oy verecek? | Hangi parti tercih edildi? | Mehmet Fahri Sertkaya (video)

Cemaat merkezi ( Muhterem Alihan Kuriş Beyağabey ) kararını açıkladı: KESİNLİKLE OY YOK! Kesinlikle AKP'ye ve MHP'ye oy ve...