25 Temmuz 2012 Çarşamba

Zekat tehir edilmemelidir


Zekat tehir edilmemelidir
Zekat tehir edilmemelidir


Vermekle mükellef bulunduğumuz zekâtlarımızı zamanında vermeli, tehir yoluna gitmemeliyiz.
Zekât vermek kendi üzerine farz olan kimse, onu ertelemedeki âfet ve günâhı, hemen verilmesindeki emre uymanın ve ihtiyacı olanları sevindirmenin ehemmiyetini düşünerek, bir an evvel bu borcunu ödemelidir.

Bunu ödeyebileceği ilk fırsatı ganîmet bilmeli ve derhal verilmesi gereken yerlere ulaştırmalıdır. Alacağı ecir ve mükâfatın büyümesi için de, şerefli zamanları, meselâ ramazân-ı şerif gibi kıymetli ayları tercih etmelidir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), insanların en cömerti olmakla birlikte, ramazan ayında daha da cömert davranırlardı. Adeta gelip geçen rüzgâr gibi, ellerinde hiçbir şey bırakmaz, infak ve tasadduk ederlerdi.

Bütün ibâdetlerde olduğu gibi, mâlî yardımlarda da görsünler-duysunlar gibi hastalıklardan yani gösteriş budalası olmaktan sakınmalıdır.

Başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle verdiği zekât, sadaka ve yardımları ifsat etmemelidir. Nitekim Rabb'imiz (c.c.) buyurmuştur ki: "Ey îman edenler, sadakalarınızı başa kakmak ve eziyet vermekle boşa çıkarmayın!" (S. Bakara, 264)


Keza, verdiğini gözünde büyütmemeli... Yaptıklarını daima az ve küçük görmelidir. Zira verdiğini gözünde büyütecek olursa, ucb'a yani kendini beğenme illetine kapılır. Bu illet ise, insanı manen helak eden kötü huylardandır.

Aynî olarak yapacağı yardımlarda; elindeki malın ve eşyanın gözden düşmüş, kötü ve değersiz olanını değil, en kıymetli, en iyi ve en güzelini vermeye çalışmalıdır. Cenâb-ı Hakk Kur'ân-ı Kerim'de, "Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça asla iyiliğe nail olamazsınız. Sadaka  nâmına ne verirseniz, şüphesiz Allah onu çok iyi bilir" (S. Al-i İmrân, 92) buyuruyor.

Yine bir başka âyet-i kerimede de şöyle buyurulmuştur: "Kendilerinin hoşlarına gitmeyen şeyleri Allah'a isnad ediyorlar..." (S. Nahl, 62) Bu gibi hallerden ve huylardan Mevlamız bizleri muhafaza buyursun.

Velhâsıl, zekât ve sadakalarımızı Allah'ın rızâsına uygun şekilde vermeye gayret etmeliyiz ki; hem kendimizi cimrilik gibi kötü huylardan temizleyebilelim, hem de malımız maddî ve manevî âfetlerden masun kalabilsin. Unutmamalıyız ki; bedeni ibâdetlerimiz vücut nimetinin şükrü olduğu gibi, zekât ve sadakalar da mallarımızın şükrünün bir ifasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerinin bağlıları (Süleymancılar) hangi partiye oy verecek? | Hangi parti tercih edildi? | Mehmet Fahri Sertkaya (video)

Cemaat merkezi ( Muhterem Alihan Kuriş Beyağabey ) kararını açıkladı: KESİNLİKLE OY YOK! Kesinlikle AKP'ye ve MHP'ye oy ve...