İblis'i taklid eden bir meal yazarı; Mustafa İslamoğlu |
(Yazıda bahsedilen MEAL Yazarı MUSTAFA İSLAMOĞLU olduğu okuyucu tarafından anlaşılınca, anlaşılmayan sebepten, yazı siteden kaldırılmıştır.)
http://
KALDIRILAN YAZI ŞÖYLEDİR :
İblisi taklit eden bir meal yazarı
Türkiye’nin başkenti hangi ildir? Sorusuna tüm dünya Ankara derken siz ‘Sinop’ derseniz akla tek şey gelir;
“siz meşhur olmak istiyorsunuz”
Secde edin emrini işiten tüm melekler secde etti. İblis müstesna… Secde eden o kadar melekler değil de en çok iblisten bahsediyoruz. Çünkü İblis ön plana çıkmak için şöhretin basamaklarından birini kullandı. Yanlız o öyle bir basamaktır ki yanınıza ‘kibri’ de almak zorundasınız. Çünkü sadece sizden bahsedilmesi için aklınızı ilah, diğer tüm insanları cahil yerine koymanız gerekecek…
Şimdi;
Yıllardır okuduğum ve tüm meallerde hemen hemen aynı olan çeviriler bunca yıldır hiçbir tenkide uğramadı. Önce o ayetin ( Bakara. 45) mealini yazayım;
Beşir Eryarsoy: “Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin…”
Diyanet heyet: “Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin...”
Ali Bulaç: “Sabır ve namazla yardım dileyin…”
Elmalılı: “Bir de sabırla, namazla yardım isteyin…”
Suat Yıldırım: “Sabır göstererek, namazı vesile ederek Allah’tan yardım dileyin…”
Talat Koçyiğit: “Sabrederek ve namaz kılarak (Allah'tan) yardım dileyin…”
Şaban piriş: “Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin…”
Yaşar Kandemir: “Sabrederek ve namaz kılarak (Allah'tan) yardım isteyin…”
Y. Nuri bile: “Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin...” Diye tercüme eder.
Tamamında sabır ve namaz kelimelerini görürsünüz… Sanki hep birden Türkiye’nin başkenti ANKARA demişler gibi…
Şimdi;
Bu dokuz meal yazarlarının tamamı aynı şeyi söylediği için hiçbiri şöhret olmadı. Adamın biri çıkıp; arkadaş ben de bunlar gibi yazarsam kimse benden bahsetmez! Dercesine bakın Allah’ın bu ayetini nasıl çarpıtarak adeta SİNOP dedi;
“ Direnerek ve dik durarak yardım isteyin”
Evet… Bu adam bu mealiyle iblis gibi onca kalabalık arasında sıyrılmak istedi ve sıyrıldı… Hiçbir meal yazarına reddiye yazılmazken kendi mealine benim bildiğim iki reddiye, kitap olarak basıldı…
Düşünüyorum… Bunca meal yazarları ki içinde birçok profesör var… Hele de Türkiye’de en çok tercüme yapmış ve Arap kökenli Beşir hoca da mı anlamadı bu ayetten?
Bu nasıl bir cesaret! Elbette cahil cesur olur… Bunun farkındayım… Niye uyarmıyorsunuz bu adamı dediğimde;
Randevu vermiyor! Cevabını aldım… Yani eleştirilere, uyarılara kapalı bir akıl…
Allah’tan kork be adam!
Kime karşı direneceğiz?
Ve bu dik durmak nasıl olacak!
Allah’tan kork ve o mealini piyasadan çek ve özür yazısı yazarak sünnete uygun bir şekilde, hakaret ettiğin Allah’tan özür dile! (Bir film yorumlarken Allaha hakaret etmişti.)
Yarın Allah’ın huzuruna çıktığında (İmam Şatibi’nin dediği gibi) sana;
Ey filan! Meal olarak yazdığını kastettiğimi kim sana söyledi? Diye sorarsa ne diyeceğini şimdiden düşün!
Sevgili okurlar!
Ortada Allah’ın kitabı var… Bir şair sözü değil ki ‘ben bunu anladım kardeşim. Sanane!’ diyesin…
Rabbim iblisin ve kendisine benzemek isteyenlerin şerrinden bizleri muhafaza etsin. Âmin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.