GÜLSEK Mİ, AĞLASAK MI, memleketin sözde beyin takımının haline bir bakın!
Büyük görmek için üzerine tıklayınız! |
Birisi şu arkadaşa, CIA'nın 1947'de ABD başkanı ve Mason üstadı Truman tarafından kurulduğunu ve ilk yıllarında hiç etkili bir gizli servis olmadığını, dünyanın dört bir tarafında dal budak salmadığını, on binlerce casusu dört bir yana dağıtmadığını, anlatmaya çalıştığı şeyleri, 1945 yılına kadar dünyanın tek süper gücü olan İngiltere'nin 1920'lerden çok çok önce yaptığını, ABD'nin 1940 tarihinde bile bir hiç olduğunu, 1945'te Hitler Amca İngiltere'yi perişan edince, ABD'nin ister istemez süper güç olduğunu ama 1950'de bile ABD'nin sanayi alt yapısı, yetişmiş bilim ve kültür adamları, üretim gücü, devlet gücü falan bulunmadığını, Siyonistlerin propaganda gücünün bulunduğunu v.s. anlatsın.
Çok sayıda kitap neşretmiş, kitap neşri işini seriye bağlamış ve çok sayıda TV kanalında, kendisi gibi birikimsiz ve samimi olmadıklarını düşündüğüm kişilerin programlarına katılmış bu arkadaşı, yıllardır biliyor ve görüyorum. Kendisini TV programlarına çıkartarak, İslami referanslar ile konuştuğu halde milleti adeta İslam'dan-dinden çıkaran görüşler-inanışlar yayan şahıslarla, ciddi atışmalarımız olmuş, Allah'ın izni ile onların ne kadar boş, birikimsiz ve art niyetli olduklarını gözler önüne serip ezip geçmiştim. O gün bu gün hala sesleri çıkmıyor ve bana bulaşmıyorlar.
Tam o sırada sayfamda, kimsenin ismini vermeden, bir genelleme yaparak ve kimseyi hedef almadan, profillerinde isimlerinin başına "yazar" diye yazan ve fazlaca taktik hareket ederek kendilerini yazar olarak tanıtmaya ve meşhur etmeye çalışan kişilerin dürüst hareket ettiklerini düşünmediğimi ve ne yazık ki bunların çoğunun sahtekar olduğunu gördüğümü yazmıştım
Kendisini televizyon programlarına çıkaran kişilerden sonra tam Kürşad Berkkan'a da sıra gelmişti ki o da anlamış olacak, hiç beklemediğim şekilde, hiç samimi bulmadığım bir üslupla bana o vakit sosyal medya profilimden mesaj göndererek "Üstad! Bana sahtekar demişsin. Ben bu yolda henüz yeni yeni yükselmeye çalışan genç bir kardeşinizim. Benim de hatalarım olursa özelden yazmanı rica edeceğim" demişti.
Anında "Kimseyi açıkça muhatap alarak sahtekar demedim. Lakin sen üzerine alındı isen bu senin bileceğin şey. Benim için hiç de sıkıntı değil. Senin de samimiyetine inanmıyorum. Elbetteki, senin de yanlışlarını ve samimi bulmadığım hareket tarzını insanlara anlatacağım. Benim işim bu..." demiştim.
Sonra davalar, ceza evi, adli para cezaları, icralar, borçlar, sıkıntılar, hususi hayatımdaki sıkıntılar, sürekli mücadele ettiğim bazı şahıs ve gruplardan fırsat bulamama derken, uzun zaman oldu da bir türlü fırsat olmadı...
İyice bilinsin ki Kürşad Berkkan, samimi, dürüst, ehli sünnet müslümanların, itibar edeceği birisi asla değildir. İtikadı ehli sünnet değildir. "Acaba gerçekten bir müslüman mı, acaba gerçekten kalbinde iman ve Allah korkusu var mı?" diye endişeler duymama sebep olan tutarsız, birbiri ile tezat teşkil eden hareketlerini, sözlerini sürekli gördüm, duydum ve okudum.
Bir Yotube kanalı var, bol bol İslam'ı malzeme ettiği bu kanalda rezillik diz boyu. İnsanın, onun bu yayınlarına cevap vermek ve hatalarını düzeltmek için onlarca cilt eser neşretmesi lazım. İnsanın ilk önce samimi duygularla hareket etmesi, sonra kendini gereğince yetiştirmesi ve sonra san, şöhret, itibar, alkış, maddi hedefler gözetmeden samimiyetle insanlığa hizmet etmesi lazım.
Kürşad Berkkan, gözükmeye çalıştığı kişi de değildir. Bomboştur. Kendisi de bunun farkında. Kitaplar yazıyor ama zaten daha önce o alanlarda onlarca yeni kitap yazılmış, o da oradan buradan derliyor, biraz da kendisi doğru yalan, kanıtlı kanıtsız katıştırıp ortaya bir şeyler çıkarmaya çalışıyor. Akademi başta olmak üzere, ciddi emek ve birikimle hazırlanan sayfaları ve siteleri de yakından takip ediyor, işine gelen kısımlarını alıyor, kendi cümleleri ile aynı şeyleri anlatıyor, kaynak da göstermiyor. Mesele, sürekli insanların "Vaaoov" dediği konuları her yerden takip edip, kendisi anlatıp, adamdan sayılabilmek meselesi... Her halde bu yüzden "Üstad! Ben bu yolda henüz yeni yeni yükselmeye çalışan genç bir kardeşinizim." gibi, samimiyetten uzak, "Gizli bir art niyeti mi var?" sorularını akıllara getiren bir cümle kurmuştu.
"Hatalarım, kusurlarım, yanlış bildiğim hususlar mutlaka vardır. Hepimiz insanız. Lakin hepimiz bu millete, bu ümmete ve insanlığa hizmet gayesi ile samimi duygularla, bedel ödenecekse ödeyerek hizmet etmeye çalışan insanlarız. Davamız bir ve o da san, şöhret, para, itibar kazanma davası değil, fisebilillah cihad etme davasıdır. Ben o gerçek yüzlerini, çirkinliklerini gözler önüne serdiğin kişiler gibi değilim. Tamam, onların programlarına çıktım ama bu onları doğru bulduğum, onlardan yana olabildiğim anlamına gelmez. Ben bulabildiğim her fırsatı değerlendirip, doğruları en kısa sürede en çok insana ulaştırmak için böyle bir yol tuttum. Lütfen, beni gerekli gördüğün hususlarda ikaz et." gibi bir cümle kurarak şansını deneseydi, ben de "İyi ama sen anlattığın kişi olsan, o şahıslar seni programlarına çıkarmak şöyle dursun, adamdan sayıp selam bile vermezler." demeyi düşünemese idim, belki durumu kurtarabilirdi.
Şu yukarıdaki ekran görüntüsüne bir bakın, daha en temel tarihi ve siyasi meselelere vakıf olmadığı, buna rağmen istediği her meselede çok bilgili ve tecrübeli biri edası ise yorumlar yapabildiği açıkça meydanda... Yeni Dünya Düzeni'nin 20. yüzyılda planlandığını falan da zan ediyor galiba... Bu kadar cahillik, hizmet için değil, anca samimiyetsizce okuyup araştırarak olabilir.
Yotube kanalında, bir cinin, kendisini telefondan aradığıni iddia ettiği ve video başlığına bile "gerçek kayıttır." ifadesinin düşüldüğü ama yine de kimsenin itibar etmediği, gündem olamadığı, TV'lerde tartışma konusu olamadığı "Şok, şok şok! Ünlü araştırmacı yazar, cinlerin hedefi mi oldu? Bu, dünyada bir ilk" spotlarının patlamasına sebep olamayan bir videosu var. Bu video ile gerçekten Türkiye'de ve dünyada gündem olmayı düşündü mü bilmem ama galiba insanlar artık bu soğuk, samimiyetsiz iddialara ve taktiklere ve şahıslara itibar etmemeyi yavaş yavaş öğreniyorlar.
İslam'dan, müslümanların çilelerinden, sıkıntılarından, son dönemde müslümanlara kurulan tuzaklardan, masonlardan, illuminatiden bahsedip duran birinin...
İslam'ın zahirinden değil, ilmin batınından sırları çözmeye çalışan bir görüntü veren, kendini bu derece bilgili, birikimli ve ihlaslı bulan, böyle bir sahada faaliyette bulunmaya kendini yeterli görebilen, canlı yayınlarda ayetlere manalar vermeye kalkan birinin...
Facebook profilindeki şu resimlere bir bakın. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Akademi'yi ve diğer site ve sayfalarımızı çok yakından yıllardır takip eden Kürşad Berkkan, Adıtürk hakkındaki yayınlarımıza hiç mi denk gelmemiş? Sabetaycılığını, Masonluğunu, İngiltere'nin işgal valisi olmayı teklif ettiğini, "Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar." dediğini, "Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin yerin dibini boylamasını istiyorum" dediğini ispat eden yayınları ve daha bu hususlarda yüzlerce yayınımızı hiç mi görmemiş? Ya da bunları çatır çatır çürütebiliyormuş ve bu şekilde Kamalist kalabiliyormuş da, bize karşı olan nezaketinden dolayı mı bu yüzlerce yayının hatalarını meydana sermemiş?
İçim daralıyor böyle şahısları, sayfalarını, sitelerini, kitaplarını görüp takip etmek zorunda kalınca... Ama ne yaparsınız ki işim bu... Bu ülkede İslam'ı malzeme ederek, müslüman görünerek İslam'a bilerek ya da bilmeyerek zarar veren herkesin yolunu kesmek, gerçek yüzünü gözler önüne sermek benim işim...
Son olarak, hâlâ fırsat bulup araştıramadım, Berk-kan soy adı nereden geliyor, kökenleri ne, özel bir şeyler ifade ediyor mu, cinci hoca geçinen Erol Tan-gut ile Kürşad'ın bir ilişkisi var mı, varsa nasıl bir ilişkisi var, diye...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.