gerçek yüzü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gerçek yüzü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Ocak 2018 Çarşamba

Süleymancılar Sinan Meydan'ın da ifadesini aldı. | Atatürkçü Meydan, 4 dakikada kaçtı! | Mehmet Fahri Sertkaya anlatıyor...

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, sinan meydan, gerçek yüzü, sözcü, sabetayistler, musatafa kemal atatürk, içimizdeki israil, video izle, süleymancılar, Siyonizm,

Videoyu openload kanalımızdan izleyin...


Bu bir telefon görüşmesi kaydından kesittir. Videoda gördüğünüz yayınları/paylaşımları sitelerimizde ve sayfalarımızda bulabilirsiniz. 

 

"Süleymancılar Sinan Meydan'ın da ifadesini aldı. | Atatürkçü Meydan, 4 dakikada kaçtı" videosunu alternatif ok.ru kanalımızdan izleyin...


  
 "Süleymancılar Sinan Meydan'ın da ifadesini aldı. | Atatürkçü Meydan, 4 dakikada kaçtı" isimli yayınımızı  soundcloud kanalımızdan dinleyin...



Ayrıca bakınız: Akademi Dergisi'nden Mehmet Fahri Sertkaya'nın 'İçimizdeki İsrail | Siyonizm | Masonluk | Uluslar arası derin devlet' ile alakalı bütün sesli yayınları (Oynatma listesi)



BU YAYINIMIZI SOSYAL AĞLARDA PAYLAŞMAYIN, çünkü CIA SANSÜRLEYECEK ve kimse görmeyecek.

Bizi, gerçek sahibi CIA olan Facebook başta olmak üzere, Amerikan sosyal ağlarının  ve video kanallarının hiçbirinde sağlıklı/sansürsüz/özgür bir şekilde takip edemezsiniz. Senelerdir sansürleniyoruz ve bunu yüzlerce somut teknik delil ile, ayrıca binlerce kişinin şahitliği ile ispat edebiliyoruz. Buradaki yayınlarımızı/videolarımızı da Amerikan sosyal ağları üzerinden yaymayı başaramazsınız.

BİZİ TELEGRAM GRUBUMUZDAN TAKİP ETMELİSİNİZ

Paylaşımlarımızı anında görüp takip etmenin tek sağlıklı yolu Telegram grubumuza üye olmanızdır. WhatsApp'ın da gerçek sahibi CIA'dır ve Telegram, WhatsApp'ın alternatifi olan bir yazılımdır, bize has ve tarafımızdan üretilen bir yazılım değildir. Dünyada, onlarca devlette yüz milyonlarca kişi tarafından güvenle kullanılır. Güncel paylaşımlarımızdan anında haberdar olmak için www.telegram.org adresinden, kullandığınız cihaza uygun olan bir uygulamasını kurup, şuradaki Telegram kanalımıza takipçi olabilirsiniz: http://www.t.me/AkademiDergisi


Lütfen okuyun: Milletimiz arasında hatalı bir şekilde 'Süleymancılar' denilen 'Süleymanlılar' cemaati ve ayrıca Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretleri hakkında en doğru bilgileri şuralardan alabilirsiniz: 

- İlmi meseleler, sohbetler, nasihatler: http://www.SuleymancilarCemaati.com

- Siyasi ve tarihi meseleler: https://medium.com/@suleymancilarcemaati

18 Nisan 2017 Salı

Halk oylamasında 'evet' nasıl kazanıldı? | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, referandum, evet, hayır, mühürsüz zarf, ysk, 16 nisan, agit, gerçek yüzü, yskakp'nin gerçek yüzü,

HALK OYLAMASINDA 'EVET' NASIL KAZANDI?

Referandum sonuçları tartışılmaya devam ederken ortaya çıkan görüntüler ve sonuçlar referandumun gündemine değiştirecek.

Türkiye 16 Nisan referandumunu tartışmaya devam ediyor. "Evet" cephesi sandıklardan resmi sonuçlar gelmeden balkon konuşması yaparken, "Hayır" cephesi ise YSK'nın kararını protesto etti ve sandıklarda usulsüzlük olduğunu vurguladı.

YSK'nın aldığı "mühürsüz zarf" kararı AGİT'in raporuna da girdi. Sosyal medyada ise sandıklarda yaşananlara dair görüntüler paylaşılıyor.

KELEŞLE SANDIK BAŞINDA

Paylaşılan bir görüntüde Muş'ta yaşayan Rıdvan Işık isimli şahıs elinde tüfekle içeride sandık bulunan sınıfın önünde bekliyor. Facebook hesabından tüfekli fotoğrafını paylaşan Işık "Dağdibi oy sandığımda 305 oy var 305 oy da evet Allah'ın izniyle. Tüm Türkiye'ye hayırlı olsun" ifadelerini kullandı.

23 Ekim 2015 Cuma

Kürşad Berkkan kimdir? Ne yapmaya çalışıyor? Kitapları dikkate alınmalı mıdır? | Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

kürşad berkkan, cinci hocalar, üfürükçüler, sahte kahramanlar, yazarlar, Mehmet Fahri Sertkaya, illuminati, masonluk, kitapları, kimdir,


GÜLSEK Mİ, AĞLASAK MI, memleketin sözde beyin takımının haline bir bakın!

Büyük görmek için üzerine tıklayınız!
Birisi şu arkadaşa, CIA'nın 1947'de ABD başkanı ve Mason üstadı Truman tarafından kurulduğunu ve ilk yıllarında hiç etkili bir gizli servis olmadığını, dünyanın dört bir tarafında dal budak salmadığını, on binlerce casusu dört bir yana dağıtmadığını, anlatmaya çalıştığı şeyleri, 1945 yılına kadar dünyanın tek süper gücü olan İngiltere'nin 1920'lerden çok çok önce yaptığını, ABD'nin 1940 tarihinde bile bir hiç olduğunu, 1945'te Hitler Amca İngiltere'yi perişan edince, ABD'nin ister istemez süper güç olduğunu ama 1950'de bile ABD'nin sanayi alt yapısı, yetişmiş bilim ve kültür adamları, üretim gücü, devlet gücü falan bulunmadığını, Siyonistlerin propaganda gücünün bulunduğunu v.s. anlatsın. 

Çok sayıda kitap neşretmiş, kitap neşri işini seriye bağlamış ve çok sayıda TV kanalında, kendisi gibi birikimsiz ve samimi olmadıklarını düşündüğüm kişilerin programlarına katılmış bu arkadaşı, yıllardır biliyor ve görüyorum. Kendisini TV programlarına çıkartarak, İslami referanslar ile konuştuğu halde milleti adeta İslam'dan-dinden çıkaran görüşler-inanışlar yayan şahıslarla, ciddi atışmalarımız olmuş, Allah'ın izni ile onların ne kadar boş, birikimsiz ve art niyetli olduklarını gözler önüne serip ezip geçmiştim. O gün bu gün hala sesleri çıkmıyor ve bana bulaşmıyorlar. 

Tam o sırada sayfamda, kimsenin ismini vermeden, bir genelleme yaparak ve kimseyi hedef almadan, profillerinde isimlerinin başına "yazar" diye yazan ve fazlaca taktik hareket ederek kendilerini yazar olarak tanıtmaya ve meşhur etmeye çalışan kişilerin dürüst hareket ettiklerini düşünmediğimi ve ne yazık ki bunların çoğunun sahtekar olduğunu gördüğümü yazmıştım

Kendisini televizyon programlarına çıkaran kişilerden sonra tam Kürşad Berkkan'a da sıra gelmişti ki o da anlamış olacak, hiç beklemediğim şekilde, hiç samimi bulmadığım bir üslupla bana o vakit sosyal medya profilimden mesaj göndererek "Üstad! Bana sahtekar demişsin. Ben bu yolda henüz yeni yeni yükselmeye çalışan genç bir kardeşinizim. Benim de hatalarım olursa özelden yazmanı rica edeceğim" demişti. 

Anında "Kimseyi açıkça muhatap alarak sahtekar demedim. Lakin sen üzerine alındı isen bu senin bileceğin şey. Benim için hiç de sıkıntı değil. Senin de samimiyetine inanmıyorum. Elbetteki, senin de yanlışlarını ve samimi bulmadığım hareket tarzını insanlara anlatacağım. Benim işim bu..." demiştim. 

Sonra davalar, ceza evi, adli para cezaları, icralar, borçlar, sıkıntılar, hususi hayatımdaki sıkıntılar, sürekli mücadele ettiğim bazı şahıs ve gruplardan fırsat bulamama derken, uzun zaman oldu da bir türlü fırsat olmadı... 

İyice bilinsin ki Kürşad Berkkan, samimi, dürüst, ehli sünnet müslümanların, itibar edeceği birisi asla değildir. İtikadı ehli sünnet değildir. "Acaba gerçekten bir müslüman mı, acaba gerçekten kalbinde iman ve Allah korkusu var mı?" diye endişeler duymama sebep olan tutarsız, birbiri ile tezat teşkil eden hareketlerini, sözlerini sürekli gördüm, duydum ve okudum. 

Bir Yotube kanalı var, bol bol İslam'ı malzeme ettiği bu kanalda rezillik diz boyu. İnsanın, onun bu yayınlarına cevap vermek ve hatalarını düzeltmek için onlarca cilt eser neşretmesi lazım. İnsanın ilk önce samimi duygularla hareket etmesi, sonra kendini gereğince yetiştirmesi ve sonra san, şöhret, itibar, alkış, maddi hedefler gözetmeden samimiyetle insanlığa hizmet etmesi lazım. 

Kürşad Berkkan, gözükmeye çalıştığı kişi de değildir. Bomboştur. Kendisi de bunun farkında. Kitaplar yazıyor ama zaten daha önce o alanlarda onlarca yeni kitap yazılmış, o da oradan buradan derliyor, biraz da kendisi doğru yalan, kanıtlı kanıtsız katıştırıp ortaya bir şeyler çıkarmaya çalışıyor. Akademi başta olmak üzere, ciddi emek ve birikimle hazırlanan sayfaları ve siteleri de yakından takip ediyor, işine gelen kısımlarını alıyor, kendi cümleleri ile aynı şeyleri anlatıyor, kaynak da göstermiyor. Mesele, sürekli insanların "Vaaoov" dediği konuları her yerden takip edip, kendisi anlatıp, adamdan sayılabilmek meselesi... Her halde bu yüzden "Üstad! Ben bu yolda henüz yeni yeni yükselmeye çalışan genç bir kardeşinizim." gibi, samimiyetten uzak, "Gizli bir art niyeti mi var?" sorularını akıllara getiren bir cümle kurmuştu. 


"Hatalarım, kusurlarım, yanlış bildiğim hususlar mutlaka vardır. Hepimiz insanız. Lakin hepimiz bu millete, bu ümmete ve insanlığa hizmet gayesi ile samimi duygularla, bedel ödenecekse ödeyerek hizmet etmeye çalışan insanlarız. Davamız bir ve o da san, şöhret, para, itibar kazanma davası değil, fisebilillah cihad etme davasıdır. Ben o gerçek yüzlerini, çirkinliklerini gözler önüne serdiğin kişiler gibi değilim. Tamam, onların programlarına çıktım ama bu onları doğru bulduğum, onlardan yana olabildiğim anlamına gelmez. Ben bulabildiğim her fırsatı değerlendirip, doğruları en kısa sürede en çok insana ulaştırmak için böyle bir yol tuttum. Lütfen, beni gerekli gördüğün hususlarda ikaz et." gibi bir cümle kurarak şansını deneseydi, ben de "İyi ama sen anlattığın kişi olsan, o şahıslar seni programlarına çıkarmak şöyle dursun, adamdan sayıp selam bile vermezler." demeyi düşünemese idim, belki durumu kurtarabilirdi.


Şu yukarıdaki ekran görüntüsüne bir bakın, daha en temel tarihi ve siyasi meselelere vakıf olmadığı, buna rağmen istediği her meselede çok bilgili ve tecrübeli biri edası ise yorumlar yapabildiği açıkça meydanda... Yeni Dünya Düzeni'nin 20. yüzyılda planlandığını falan da zan ediyor galiba... Bu kadar cahillik, hizmet için değil, anca samimiyetsizce okuyup araştırarak olabilir.

Yotube kanalında, bir cinin, kendisini telefondan aradığıni iddia ettiği ve video başlığına bile "gerçek kayıttır." ifadesinin düşüldüğü ama yine de kimsenin itibar etmediği, gündem olamadığı, TV'lerde tartışma konusu olamadığı "Şok, şok şok! Ünlü araştırmacı yazar, cinlerin hedefi mi oldu? Bu, dünyada bir ilk" spotlarının patlamasına sebep olamayan bir videosu var. Bu video ile gerçekten Türkiye'de ve dünyada gündem olmayı düşündü mü bilmem ama galiba insanlar artık bu soğuk, samimiyetsiz iddialara ve taktiklere ve şahıslara itibar etmemeyi yavaş yavaş öğreniyorlar. 

İslam'dan, müslümanların çilelerinden, sıkıntılarından, son dönemde müslümanlara kurulan tuzaklardan, masonlardan, illuminatiden bahsedip duran birinin...

İslam'ın zahirinden değil, ilmin batınından sırları çözmeye çalışan bir görüntü veren, kendini bu derece bilgili, birikimli ve ihlaslı bulan, böyle bir sahada faaliyette bulunmaya kendini yeterli görebilen, canlı yayınlarda ayetlere manalar vermeye kalkan birinin...


Facebook profilindeki şu resimlere bir bakın. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Akademi'yi ve diğer site ve sayfalarımızı çok yakından yıllardır takip eden Kürşad Berkkan, Adıtürk hakkındaki yayınlarımıza hiç mi denk gelmemiş? Sabetaycılığını, Masonluğunu, İngiltere'nin işgal valisi olmayı teklif ettiğini, "Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar." dediğini, "Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin yerin dibini boylamasını istiyorum" dediğini ispat eden yayınları ve daha bu hususlarda yüzlerce yayınımızı hiç mi görmemiş? Ya da bunları çatır çatır çürütebiliyormuş ve bu şekilde Kamalist kalabiliyormuş da, bize karşı olan nezaketinden dolayı mı bu yüzlerce yayının hatalarını meydana sermemiş?

İçim daralıyor böyle şahısları, sayfalarını, sitelerini, kitaplarını görüp takip etmek zorunda kalınca... Ama ne yaparsınız ki işim bu... Bu ülkede İslam'ı malzeme ederek, müslüman görünerek İslam'a bilerek ya da bilmeyerek zarar veren herkesin yolunu kesmek, gerçek yüzünü gözler önüne sermek benim işim...

Son olarak, hâlâ fırsat bulup araştıramadım, Berk-kan soy adı nereden geliyor, kökenleri ne, özel bir şeyler ifade ediyor mu, cinci hoca geçinen Erol Tan-gut ile Kürşad'ın bir ilişkisi var mı, varsa nasıl bir ilişkisi var, diye... 





11 Ağustos 2012 Cumartesi

Arakan için toplanan yardımlar Budistlere dağıtılıyor | Akademi Dergisi

akp'nin gerçek yüzü, arakan, soy kırımlar - katliamlar, akademi dergisi, ahmet davutoğlu, gerçek yüzü, necmettin erbakan, budistler, dış işleri bakanları, arakanlı müslümanlar,


Arakan'da yaşanan Budist vahşeti tüm hızıyla sürerken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Myanmar'a yaptığı skandallarla dolu ziyaretin yankıları sürüyor. Müslümanlar için toplanan yardımları Kızılhaç'a teslim ederek, katil Budistlere dağıtan bakanlığın, son ve hak din olan İslam'la Budizmi yan yana getirerek; "İslam ve Budizm barışın dinidir" demesi, bardağı taşıran son damla oldu. 



Budizm barış diniymiş

Myanmar'a yaptığı ziyaret sırasında Müslümanları katleden hükümetin ağırlamasından son derece memnun kaldığını ifade eden Davutoğlu ardından Budist kampları ziyaret etti. Kampta bulunan Budist rahibi de ziyaret eden Davutoğlu, Budist rahibe; "Sizin liderliğinizde Budistlerle Müslümanların barış içinde yaşayacaklarına inanıyorum" dedi. Bakan Davutoğlu'nun "İslam ve Budizm barışın dinidir" demesi "Bu kadar da olmaz" dedirtti.

Fitre ve Zekâtlar Budistlere

Arakan için başlatılan yardım kampanyası sürecinde gazete ve televizyonlarda yer alan reklamlarda yardımların Arakanlı Müslümanlar için toplandığı belirtilse de durum bunun tam tersi. Müslümanlardan toplanan yardımlar katil Budistlere de dağıtılıyor. Mübarek Ramazan ayında fitre ve zekatını Arakanlılara gönderen vatandaşlar, verdikleri zekat, fitre ve bağışların Budistlere dağıtılmasından oldukça rahatsız.

Bu ziyaretin amacı neydi?

Davutoğlu'nun ziyaretinin ardından Arakan'da değişen herhangi bir şey olmadı. Katliamlar devam ederken dünyanın yaşananlara ilgisizliği sürüyor. Arakanlı Müslümanlar için değişen bir şey yoksa, bu ziyaretin neden gerçekleştirildiği merak ediliyor.

Uzun yıllardır Myanmar devleti ile devletin desteklediği Budist çetelerin zulmü altında inleyen Arakan Müslümanlarına bir darbe de Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ndan geldi.

Bu neyin teşekkürü?

Arakan'da yaşanan zulmün dünya gündemine gelmesiyle yanına gazetecileri alarak Myanmar koşan Davutoğlu ilk olarak Mynamar Dışişleri Bakanı Wunna Maung Lwin, sonra da Devlet Başkanı Thein Sein'i ziyaret etti. Arakan'lı Müslümanları katleden hükümetin ağırlamasından son derece memnun kaldığını ifade eden Davudoğlu'nun açıklamalarının tonajı hayret uyandırdı. Özellikle Libya ve Suriye'de yaşanların ardından şahin kesilen Davudoğlu katliamcı yönetim hakkında en ufak bir serzenişte bulunmadı. Arakan'lı Müslümanları katleden Mynamar hükümeti ve Budist çeteler değilmiş gibi konuşan Davudoğlu, daha da ileri giderek konukseverliğinden dolayı Myanmar'lı muhatabına teşekkür etti.

İslam ve Budizm barışın diniymiş

Türkiye'den giden yardımı BM'ye teslim eden Davuduoğlu ve beraberindeki heyet Budist kamplarını da ziyaret etti. Davudoğlu'nun bu kampları gezerken yaptığı açıklamalar ise şaşırttı. Kampta bulunan Budist rahibi de ziyaret eden Davudoğlu, sanki olayları Müslümanlar başlatmış gibi Budist rahibe, "Sizin liderliğinizde Budistlerle Müslümanların barış içinde yaşayacaklarına inanıyorum" dedi. Bakan Davutoğlu, "İslam ve Budizm barışın dinidir" demeyi de ihmal etmedi.

Yardım skandalı

Bakan Davudoğlu'nun Müslümanlardan toplanan yardımları, BM'ye teslim ederek Budistlere de dağıtması akıllara 1992-1995 yılları arasında süren Bosna savaşında Türkiye'den yapılan yardımların dağıtımında yaşanan skandalı getirdi. Türkiye'den Bosnalı Müslümanlar için toplanan yardımlar Kızılhaç'a teslim edilmiş ardından bu yardımlar Hırvat, Sırp ve Boşnaklar dağıtılmak suretiyle üçe bölünmüştü. Bu durum Türkiye'deki Müslümanların bağımsız bir yardım kuruluşu kurumlarına zemin hazırlamıştı.
Arakan'da Kızılhaç'a teslim ettiler

Erbakan, yardımları Boşnaklara ulaştırmıştı

Arakanlılar için başlatılan yardım kampanyasında toplanan yardımlar Dışişleri Bakanlığı tarafından Kızılhaç'a teslim edildi. Teslim edilen yardımların bir kısmı da Müslümanları katleden Budistlere dağıtılıyor. Bu durum akıllara, Bosna savaşında Türkiye'den yapılan yardımların dağıtımında yaşanan skandalı getirdi.

Türkiye'den Bosnalı Müslümanlar için toplanan yardımlar Kızılhaç'a teslim edilmiş ardından bu yardımlar Hırvat, Sırp ve Boşnaklara dağıtılmak suretiyle üçe bölünmüştü. Bu duruma sessiz kalmayan dönemin Refah Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Türkiye'deki Müslümanlara bağımsız bir yardım kuruluşu kurdurtarak, yardımların birinci elden Boşnaklara ulaşmasını sağlamıştı.

Milli Gazete

Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerinin bağlıları (Süleymancılar) hangi partiye oy verecek? | Hangi parti tercih edildi? | Mehmet Fahri Sertkaya (video)

Cemaat merkezi ( Muhterem Alihan Kuriş Beyağabey ) kararını açıkladı: KESİNLİKLE OY YOK! Kesinlikle AKP'ye ve MHP'ye oy ve...