orhan pamuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
orhan pamuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ekim 2012 Cumartesi

Ahmet Taner Kışlalı, Orhan Pamuk yüzünden mi öldürüldü?

Ahmet Taner Kışlalı, Orhan Pamuk, suikast, sabetayistler, eserleri, nobel, ödül
Ahmet Taner Kışlalı, Orhan Pamuk yüzünden mi öldürüldü?
Ahmet Taner Kışlalı, özellikle ömrünün son altı ayında, köşesinde yazdığı yazılarda, çok ağır ifadeler ile Orhan Pamuk aleyhine mücadele vermişti. Bir yazısında Orhan Pamuk hakkında şunları yazmıştı;

"Ben, inandıklarını açıkça savunanlara hep saygı duymuşumdur. O düşüncelere karsı olsam bile!
Ama o yürekliliği gösteremeyip de bunu sinsice yapmaya çalışanlara, oraya buraya 'bityeniği' sokuşturanlara, hep tiksinerek bakmışımdır. Bunu hep zayıf bir kişiliğin, zavallı bir ruh halinin yansıması olarak görmüşümdür.
Oyun maskesiz oynanmalıdır! Çirkinlikleri gizleyen maskelerin indirilmesini de tüm 'gerçek aydınlar' görev saymalıdır!

Ve de Pamuk adlı yazarı, isteyen okumalı, isteyen sevmelidir… Ama ne olduğunu, kim olduğunu bilerek! Maskenin arkasındaki gerçek yüzü görerek!.. "


Yaklaşık altı ay süren ağır yüklenmenin sonucunu, Ahmet Taner Kışlalı'nın bir bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi belirlemişti. Kamuoyu her zaman olduğu gibi "İslami Terör" uydurması ile uyutulurken, Türkiye'de hakim kripto Yahudiler ve Sabetayistler, ihanet faaliyetlerini icra etmeye devam etmişlerdi. Misal teşkil etmesi açısından Ahmet Taner Kışlalı'nın bir yazısını buraya alıntılıyoruz.

_____

Balo Maskesiz Olsun!...

A. Taner KIŞLALI - Cumhuriyet, 27 Ocak 1999 (Ben Demokrat Değilim )

Kimileri "ortaoyunu"nu maskeli balo ile karıştırıyor.
Ortaoyunu güldür güldür, bu güldürmüyor...
Maskeli balonun bir gizemi vardır, bu ise sadece çirkinlikleri gizliyor.
Kimileri maskelerin ardındaki gerçeği bilmiyor.
Kimileri ise bildiği halde susuyor.
Ya çıkar gereği... Ya da korkudan!
Balo maskesiz olmalı ki, kimin kiminle dans
ettiği bilinsin... Maskeler inmeli ki, o maskelerin ardındaki suratları beğenmeyenler, aldatılmaktan kurtulsun!

* * *

Önce, bir romancımızın son kitabının 50 bin adet basıldığı yazıldı. Arkasından kısa sürede 100 binlik bir satışın gerçekleştiği açıklandı.
Derken, çıktığı günden beri ikinci cumhuriyetçi çizgisini korumaya özen gösteren Aktüel dergisi, romancıyı Türkiye´nin "bir numaralı aydını" ilan etti.
Bu romancımızın adı Orhan Pamuk´tu!
Ben bu "Büyük" (!) yazarımızın bir romanını okumayı denemiştim. Başladığım şeyi bitirme konusundaki tüm inatçılığıma karşın, bitirememiştim.
Ama "Kara Kitap" basında öylesine övüldü ki, ikinci bir deneye girişmekten kendimi alamadım. Ve o çabamda da, daha yarıya gelmeden havlu atmak durumunda kaldım. Tahsin Yücel ve Emin Özdemir gibi, çok saydığım isimlerin bu yazarla ilgili oldukça ağır eleştirilerini anımsadım. Ama beğenenlerin de "beğenme hakkı"na saygı duydum. Ta ki... Bir okurum "Kara Kitap"ta gizlenmiş bir bölüme dikkatimi çekinceye kadar... "Çocukluğunda kız kardeşi ile tarlada karga kovalayan sapık bir padişah" gibi bir anlatım vardı bu bölümde!

"Vallahi Yahudi değilim." diye yemin eden Yahudi; Orhan Pamuk

Orhan Pamuk, Yahudi, Sabetayist, kripto, nobel, edebiyat, ödülleri, benim adım kırmızı, eserleri
Orhan Pamuk, Yahudi, Sabetayist, kripto, nobel, edebiyat, ödülleri, benim adım kırmızı, eserleri
(Aksiyon dergisi Orhan Pamuk ile mülakat yapmış ve Orhan Pamuk da "Vallahi Yahudi Değilim." demişti. Bunun üzerine, kendisi de Sabetayist iken mahkeme kararı ile Museviliğe geçen, kimliğine Musevi diye yazdıran Ilgaz Zorlu, Aksiyon dergisine bu aşağıda okuyacağınız maili atmıştır. Eski bir Sabetayistin itiraf ve ispatları ile Orhan Pamuk ve Pamuk ailesi....)

***

10.06.2002 tarihinde derginizin 392 nolu sayısında yayımlanan Orhan Pamuk isimli yazarın "Vallahi Yahudi Değilim" isimli yazısını büyük bir üzüntü ve şaşkınlık içinde okudum. Adı geçen yazarın, kendisi ve ailesiyle ilgili araştırmalar yapıyor olmam hasebiyle; bu mülakatta yayımlanan iddialara bir cevap verme amacındayım.

Öncelikle şunu belirtmek isterim: Sabetayist kökenli bir Musevi olarak, insanların kökenleri itibarıyla fikirlerinin eleştiri konusu yapılmasının alenen ırkçılık olduğuna inanıyorum. Ancak; bazı kişiler eğer Türkiye dışında Sabetayist kökenlerini bir reklam amacıyla kullanıp bundan bir menfaat elde etmeye çalışırlarsa bu durumda da kendileri ırkçılık yapmış olurlar. Nitekim bunun en açık örneği 1995 yılında Türkiye'de baskı gördüğünü ifade ederek, yurt dışına kaçan ve Sabetayist kökeninin ardına gizlenerek çeşitli ifadeler veren Halil Bezmen isimli işadamı ile karşımıza çıkmıştır. Devlete karşı işlenen en küçük bir suçun DGM'lerde yargı konusu yapılmasına karşılık Bay Halil Bezmen'e karşı hiç bir yargı organında soruşturma dahi açılamamıştır.

Sayın Orhan Pamuk ve Pamuk ailesi kendi iddialarının aksine Sabetayist kökenlidir. Bu yazar bizzat kolejden arkadaşı olan ve benim de müştereken tanıdığım bir ortak dostumuza New York'ta sabetayizm hakkında hararetli mülakatlar vermiştir. Ayrıca kendisinin bu dostuma ilettiği şu sözler dikkat çekicidir: "Sabetayistlerin bir devlete ihtiyaçları vardı, çünkü Yahudilerle aynı kaderi paylaşmak istemediler. Bu devlet kurucusu oldukları Türkiye Cumhuriyeti'dir."

Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerinin bağlıları (Süleymancılar) hangi partiye oy verecek? | Hangi parti tercih edildi? | Mehmet Fahri Sertkaya (video)

Cemaat merkezi ( Muhterem Alihan Kuriş Beyağabey ) kararını açıkladı: KESİNLİKLE OY YOK! Kesinlikle AKP'ye ve MHP'ye oy ve...