Arapların Cüneyt Arkın'ı... Dünyayı kurtaran adam; Usame bin Ladin... O, bir CIA ajanında başka bir şey değildi... |
11 Eylül sabahı, haber kanalı CNN tarafından Dünya Ticaret
Merkezi'nin kulelerinden birinin alevler içindeki ilk görüntüleri
yayınlanmıştı. Bunun kaza mı, yoksa bir saldırı mı olduğu henüz bilinmezken,
CNN spikerleri, Üsame Bin Ladin'in
bu olaydan sorumlu olabileceğinden bahsetmişlerdi. Zamanla bu hipotez, insanî
açıdan kabul edilebilir tek açıklama olarak benimsenmiştir. Böylesi barbarca
saldırıların, yalnızca, medenî dünyaya tamamen yabancı olan, Batıya karşı akıl
almaz bir nefretle dolu ve elleri kanlı birisinin eseri olabilirdi.
Bu canavar
çoktan belirlenmişti bile: ABD'nin bir numaralı düşmanı Üsame Bin Ladin.
Söylenti, ilk önce "genelde iyi
bilgilere sahip" veya "soruşturmaya
yakın kaynaklarca" basına verilen gizli bilgilerle beslenmiş, Colin Powell kamuoyu karşısında Bin
Ladin'i "zanlı" olarak nitelediğinde resmileşmiş ve George W. Bush onu suçlu olarak
gösterdiğinde de dogma haline gelmiştir.
Bugüne kadar bu
suçlama kamuoyu önünde açıklanmamıştı. Amerikan otoriteleri, Üsame Bin Ladin'in
kendilerince itiraf niteliğindeki video kasetini yayınladıklarında, bunun
yeterli olduğunu düşünerek, ispatlama ihtiyacı duymamışlardı.
Usame Bin Ladin1, 1931'de Saudi Binladin Group'un (SBG) kurucusu olan şeyh Muhammed Bin Ladin'in elli dört
çocuğundan birisidir. Suudi Arabistan'ın en büyük holdingi olan bu holding,
cirosunun yarısını inşaat ve kamu işlerinde, diğer yarısını da mühendislik,
gayri menkul, dağıtım, telekomünikasyon ve yayın alanlarından elde ediyordu.
Holding, İsviçre Yatırım Şirketi olan SİCO'yu
(Saudi İnvestment Company) kurmuştur. Bu şirket de, Suudi National Commercial
Bank'ın şubeleriyle birlikte birkaç şirket açmıştır. SBG, General Electric, Nortel Networks ve Cadbury Schvveppes'de önemli katılım paylarına sahiptir. ABD'deki
sanayi faaliyetlerini, Muhammed el-Fayed'in
eski kayınbiraderi Adnan Kaşıkçı
temsil etmektedir. Holdingin parasal malvarlığı ise Cariyle Group tarafından idare edilmektedir.
Dr. Goebbels'in vasiyeti uygulama görevlisi, terörist Carlos'un koruyucusu ve Binladin Group'un danışmanı Nazi bankacı François Genoud, 1996'ya
kadar Holding'in şubelerini kurma işlerini gerçekleştirmişti. Binladin Group,
Suud-Vehhabi rejiminin ayrılmaz bir parçasıdır; öyle ki çok uzun bir süre Mekke
ve Medine gibi kutsal mekanların onarımının tek ve resmi müteahhidi olmuştur.
Aynı şekilde Suudi Arabistan'daki ABD askeri üslerinin yapımını ve Körfez
Savaşı’ndan sonra Kuveyt'in inşaatını üstlenmiş, Bağımsız Devletler Topluluğu
pazarının büyük bir kısmını o almıştır. Şeyh Muhammed Bin Ladin'in 1968'de
kaza sonucu vefatından sonra büyük oğlu Salem işlerin başına geçmiştir. Salem
Bin Ladin de, 1988'de Teksas'ta vuku bulan bir uçak kazası sonucu vefat etmiştir.
Artık Binladin Group, kurucusunun ikinci oğlu Bekr tarafından yönetilmektedir.
1957'de doğan Üsame, Kral Abdulaziz Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler mezunudur. Zeki bir işadamı olarak bilinmektedir. Üsame Bin Ladin, Aralık 1979'da vasisi
Prens Türki el-Faysal el-Suud (1977’den 2001'e kadar Suud gizli servisleri
müdürü) tarafından CIA'nın Afganistan'daki gizli harekatını, parasal olarak
yönetmek için çağrılmıştır. On yıl içinde CIA, Sovyetler Birliği'ni başarısız
kılmak için Afganistan'a 2 milyar dolar para yatırmıştır; bu harekat, CIA'nın
bugüne kadar gerçekleştirdiği en pahalı harekat olmuştur. Suud ve ABD
servisleri, militanları toplamış, bunları eğitmiş, silahlandırmış, Sovyetler'e
karşı verilen savaşı bir cihad adı altında manipüle edip kullanmıştır.2
Üsame Bin Ladin, bu kural dışı dünyanın ihtiyaçlarını "el-Kaide" (tam anlamıyla "üs")
sistemi üzerinden idare etmiştir.
Rusya'nın yenilgisinden sonra ABD, Kızıl Ordu'ya karşı savaşmak
için Arap-İslam aleminin her bölgesinden topladıkları savaş liderlerinin ve
mücahidlerin eline bıraktıkları Afganistan'a karşı tamamen ilgisiz kalmıştır.
Üsame Bin Ladin, o andan itibaren CIA için çalışmayı bırakmış ve bu
savaşçıları kendi çıkarları için bir araya toplamıştır. 1990'da
Suud Krallığı'na, laik Saddam Hüseyin
mürtedini, Kuveyt'ten çıkarmak için el-Kaide'yi kullanmayı teklif etmiştir.
Suudi Arabistan'ın, Baba Bush, Dick Cheney (o zamanlar Savunma Bakanı)
ve Colin Powell (o zamanlar Genel
Kurmay Başkanı) tarafından yönetilen koalisyonu tercih etmesinden hiç
hoşlanmamıştır.
O andan itibaren İslamcılar iki gruba ayrılmışlardır: Amerikan-Suudi
müttefiki ve muhalifi. Üsame Bin Ladin, Sudanlı lider Hassan el-Turabi'nin yönettiği ve aralarında Yaser Arafat'ın da bulunduğu Amerikan muhalifi grubun içinde yer
almıştır. Birlikte Hartum'da Arap ve İslam Halkları Konferansı'na
katılmışlardır.
1992'de ABD, BM'nin himayesi altında "umudu geri getirmek"
için (Restore Hope) Somali'ye çıkartma yapmıştır. Birkaç eski
Afganistan savaşçısı US GI'lere
karşı ateş açmıştır. Düzenledikleri bu harekatta 18 Amerikan askeri ölmüştür.
ABD, Usame Bin Ladin'i bu hadisenin sorumlusu olarak göstermiş ve bunun
üzerine ABD ordusu, apar topar bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı. Arap-İslam
kolektif tahayyülünde Bin Ladin, Sovyetleri yendikten sonra Amerikalıları da
hezimete uğratan bir sembol haline gelmişti.
Tüm bunlardan sonra Üsame Bin Ladin, Suud vatandaşlığından çıkarılmış ve
Sudan'a yerleşmiştir. Aile bağlarını koparmış ve 300 milyon dolar civarında
olduğu düşünülen miras hakkını almıştır.3 Bu parayı, birkaç banka, tarım-gıda ve yerel dağıtım şirketlerini kurmak için kullanmıştır.
Önce Albay Ömer Hasan el-Beşir'in sonra da Hassan el-Turabi'nin desteğiyle,
Sudan'da çeşitli şirketler kurmuş, bir havaalanı ve bir çok yol inşa etmiş,
bir boru hattı projesini hayata geçirmiştir. Bu dönemde Arap zamkı üretiminin
çoğunluğunu denetlemekteydi. Bu yaptığı yatırımlara rağmen, Üsame Bin Ladin'i Başbakan Hüsnü Mübarek'e yönelik
suikast düzenlemekle suçlayan Mısır'ın baskısı sonucu 1996'da Sudan'dan sınır
dışı edilmiştir. O da Afganistan'a dönmüştür.
Haziran 1996'da Suudi Arabistan'da Hobar Askeri Üssü'ne yapılan bir
saldırıda 19 Amerikan askeri, hayatını kaybetti. ABD, Usame Bin Ladin'i bu
eylemin finansörü olarak göstermiştir. Buna cevap olarak Üsame Bin Ladin, ünlü
"Arap yarımadasından putperestleri
çıkartın" sözüyle Cihad silahını Amerika ve İsrail'e karşı çevirmiştir.
(Burada yazar meşhur sözü derken
"Onların sizi yurtlarınızdan çıkardığı gibi siz de
onları yurtlarından çıkarın" şeklindeki ayeti
kastediyor olabilir, çev.)
Böylece C1A ile
birlikte Afganistan'da Rusya'ya karşı kullandığı "işgal altında bulunan İslam topraklarını kurtarmak, her
Müslüman'ın kutsal görevidir" argümanını bu kez ABD'ye karşı
kullanmıştır. Tabi burada Sovyetlerin kanlı Afganistan işgaliyle Suudi Arabistan'daki
ABD askeri üslerinin, yönetimin onayıyla yerleşmiş olmasını birbiriyle
mukayese etmek biraz güçtür.
Milyarderin
çağrısı Müslüman halklarda pek yankı bulmadığı için 1998'de Mısır lideri Eymen el-Zavahiri ile birlikte Yahudi ve Haçlılara Karşı Uluslararası
İslami Cephe'yi kurdu.
7 Ağustos 1998'de iki saldırı, Darü's-Selam (Tanzanya) ve
Nairobi (Kenya) Amerikan Büyükelçiliklerini yerle bir etti; saldırı sonucunda
290 kişi öldü ve 4 bin beş yüzden fazla kişi yaralandı. Olayların hemen
akabinde ABD, Üsame Bin Ladin'i bu saldırıları emretmekle suçladı. Saldırılara
cevaben Başkan Bill Clinton, Afganistan'daki Celalabad'daki Hoşt kamplarına ve Sudan'daki El-Şifa İlaç Fabrikası'na savaş gemilerinden 75 füze fırlattı. Tüm
bu gelişmeler üzerine FBI, Bin Ladin'i suçlu ilan etti ve başına beş milyon
dolarlık bir ödül koymakla kalmayıp bütün parasal mal varlığını dondurdu.
12 Ekim 2000'de, patlayıcı yüklü bir botla yapılan saldırıda
Yemen'in Aden Körfezi'nde yolda kalan US
Cole destroyeri zarar gördü, 17 asker öldü ve 39'u da yaralandı. ABD, Usame
Bin Ladin'i saldırıyı emretmekle suçladı.
8 Mayıs 2001'de Donald Rumsfeld, ABD'nin Bir Numaralı Düşmanı' nın bakteriyolojik ve kimyasal silahlara sahip olduğu
gibi bir atom bombası hazırlığı içinde olduğunu ve uzaya bir uydu
göndereceğini açıkladı.
Frontline (PBS) Dergisi4 ile mülakat yapan Milton
Bearden (Seksenli yıllarda Sudan'da
eski CIA görev başkanı ve ClA'nın Afganistan'daki gizli harekatlarının önemli
sorumlularından.) şüphelerini
şöyle ifade etmiştir: "Her şeyi böylesine aşırı bir şekilde basitleştirmek
ve onunla [Usame Bin Ladin], son on yılda vuku bulan bütün terörist eylemler arasında
ilişki kurmak, birçok Amerikalının [zekasına]
hakarettir. Bu da müttefiklerimizin bizi bu konuda ciddiye almalarını pek
sağlamıyor."
1994'de
emekliliğe ayrıldığında tekrar konuşma özgürlüğüne kavuşan Milton Bearden,
şöyle devam etmektedir:
"Bütün bu söylenenlerde birçok hayal ürünü unsur bulunuyor. Üsame Bin Ladin mitolojisidir bu. Şovun bir parçasıdır. Ulusal bir düşmanımız yok. "Kötülük İmparatorluğu"nun [Rusya] 1991'de yıkılmasından beri ulusal bir düşmanımız yok. Ve sanıyorum bunu seviyoruz. Hepimiz [gerçek terörizmin] dramatik bir şekilde karakter değiştirdiği bir dönemde, bu gizemli ve tuhaf uluslararası terörizmi seviyoruz."
"Bütün bu söylenenlerde birçok hayal ürünü unsur bulunuyor. Üsame Bin Ladin mitolojisidir bu. Şovun bir parçasıdır. Ulusal bir düşmanımız yok. "Kötülük İmparatorluğu"nun [Rusya] 1991'de yıkılmasından beri ulusal bir düşmanımız yok. Ve sanıyorum bunu seviyoruz. Hepimiz [gerçek terörizmin] dramatik bir şekilde karakter değiştirdiği bir dönemde, bu gizemli ve tuhaf uluslararası terörizmi seviyoruz."
Her ne olursa olsun "the
show must go on" 5: ABD, Usame Bin Ladin'i 11 Eylül
saldırılarını emretmekle suçladı.
Şansölyeliklerin
şüpheci yaklaşımı karşısında (NBC) televizyonunda yayınlanan Meet the Press adlı
programın davetlisi olan Dışişleri Bakanı Colin Powell şunları ifade etmiştir:
"Bütün adli bilgileri ve haberleri birleştirmek için çok gayret sarf ediyoruz.
Sanırım yakın bir gelecekte, Bin Ladin'in bu saldırılarla ilişkisi olduğunu
gösteren kanıtları açıkça ortaya koyan bir dokümanı yayınlayabileceğiz."6
Bir çok kez bahsi geçen bu doküman hiç yayınlanmadı.
4 Ekim, İngiltere Başbakanı Tony Blair, Avam Kamarasına Amerika
Birleşik Devletleri'nde gerçekleştirilen terörist canavarlıkların sorumluluğu başlıklı
bir rapor sundu.7 Raporda argüman olarak şunu okuyabiliriz:
"Usame Bin Ladin'in yönettiği El-Kaide örgütü dışında 11 Eylül
saldırılarını gerçekleştirebilecek ve bunun için nedenleri olan başka hiçbir
örgüt bulunmamaktadır."
Aynı gün Pakistan Dışişleri Bakanı Riyaz Muhammed Han,
Amerikalıların, hükümetlerine ilettikleri "kanıtların" "[Bin Ladin'i] adalet karşısına
çıkarmaya yetecek temelleri sunduğunu" açıkladı. Bu "kanıtlar"
Savunmasının (Secret-Defence) olarak görüldüğü için hiçbir zaman kamuoyuna
açıklanmadı.
7 Ekim, Amerikan ve İngiliz Büyükelçileri, ülkelerinin Afganistan'da
başlattığı askeri harekatı BM'ye haber verdi.8 Olayla ilgili olarak John Negroponte (ABD) şöyle yazdı:
"Hükümetim, Afganistan'da Taliban rejimi tarafından desteklenen El-Kaide
örgütünün saldırılarda önemli rol oynadığını gösteren açık ve tartışılmaz
bilgiler elde etmiştir." Bu "açık
ve tartışılmaz" bilgiler, Güvenlik Konseyine hiçbir zaman
sunulmadı.
10 Kasım, Sunday Telegraph, Üsame Bin Ladin'in saldırıları
üstlendiği bir video-kasetin (20 Ekim'de çekilmiş) varlığını açıkladı:
"İkiz kuleler meşru hedeflerdi. Amerikan ekonomik gücünün temel
direklerinden birini oluşturuyordu. Bu olaylar, her açıdan muhteşemdi. Yok
edilen yalnızca ikiz kuleler değil; aynı zamanda ülkenin moralidir."
Bin Ladin video
kasette Amerikan Başkanını ve İngiltere Başbakanını tehdit ediyordu:
"Bush ve Blair, şiddetten başka bir şeyden anlamıyorlar. Bizi her
öldürdüklerinde, biz de onları öldürüyoruz, bunu da güçler arasında bir denge oluşması
için yapıyoruz."
Avam
Kamarası'na kasetin bir numunesini seyrettiğini bildiren Tony Blair, aynı gün
bu açıklamaları doğruladı. Bu gizemli kaset, Blair raporunun güncelleştirilmiş
versiyonunda zikredilmiştir.9 Aslında bu, El-Cezire haber kanalının
gerçekleştirdiği ve CNN'in Ocak 2002'de yayınladığı bir mülakattır.
Fakat beklenmedik bir olay vuku buldu: 9 Aralık, Washington
Post, yeni bir video kasetin varlığını "manşetten" haber verdi.10
Bir numaralı düşmanın bir yakını tarafından 11 Eylül günü çekilmiş olan
kasette Usame Bin Ladinin olaylara gösterdiği tepkiler görüntülenmiş, böylece
saldırıların planlanmasındaki sorumluluğu ABD'nin gözünde kesinleşmişti. Adı
verilmeyen resmi bir şahsiyetin sözlerini aktaran Reuter'e göre
El-Kaide'nin lideri, kasette hava korsanlarının birçoğunun kamikaze olmadıklarını
ve öleceklerini bilmediklerini söylemiştir.
This Week"in (ABC) misafiri oları Savunma Bakanı
Yardımcısı Paul WoIfowitz şu yorumu
getirmiştir: "İğrençlik. Demek istiyorum ki binlerce masum insanı öldürmekten
kıvanç duyan ve hoşlanan bir adam bu. Bunlar onun hakkında bildiğimiz her şeyi
teyit ediyor. Burada yeni veya şaşırtıcı bir şey yok. Sadece bir teyittir. Dilerim
bu da ABD'nin veya başka birisinin suçlu olduğunu söyleyen komplo teorisi
saçmalıklarını tamamen susturacaktır.” 11
Bu kaset Pentagon tarafından 13 Aralık 2001'de yayınlandı.
Üsame Bin Ladin bu kasette gerçeklerden çok uzak olduğunu bildiğimiz olayların
resmi versiyonuna noktası noktasına uygun olan "itiraflar"da bulunur.
"Uçağın yakıtında meydana gelen yangının [Dünya Ticaret
Merkezi’nin] metalik yapısını eriteceğini ve çarpışmanın olduğu yeri ve üst
katlarını yıkacağını düşünmüştüm. Bu kadarını umut ediyorduk. (...) 0 gün için
işimizi bitirmiş ve radyoyu açmıştık. (...) Washington'dan haber almak için
radyo kanalını değiştirmiştik. Haber programı normal yayınına devam ediyordu.
Saldırıdan sadece programın sonunda bahsedildi. O zaman gazeteci, bir uçağın
Dünya Ticaret Merkezi'ne vurduğunu haber verdi. (...) Bir süre geçti, sonra
Dünya Ticaret Merkezi'ne ikinci bir uçağın çarptığını söyledi. Haberi duyan
kardeşler mutluluktan çılgına dönmüştü. (...) Eylemi yapan kardeşlerin
bildikleri tek şey şehit olacakları bir eylem düzenleyecekleriydi ve her
birinden Amerika'ya gitmelerini istedik, ama eylem hakkında hiçbir şey
bilmiyorlardı, tek bir kelime bile. Eğitim görmüşlerdi. Ama onlara eylem
hakkında uçaklara binene kadar hiçbir şey söylemedik. (...) Birinci uçak
binaya çarptığında delice sevindiler ve onlara şöyle dedim: "Sabırlı
olun" (...). Kuleye çarpan birinci uçak ile ikinci uçak arasındaki süre
yirmi dakikalıktı ve birinci uçak ile Pentagon'a düşen uçak arasındaki zaman
bir saatti."12
Ajan Bin Ladin hem yakıttan dolayı kulelerin yıkılmasını,
hem kamikaze ekip hikayesini, hem de Pentagon'da vuku bulan crash'ın(çarpmanın)
hikayesini doğrulamış ve apaçık olanı yalanlamak
için büyük özen göstermiştir. Video kaset, arkadaşının şu yorumuyla bitmiştir:
"[Amerikalılar] korkudan donmuşlardı ve bir darbe olduğunu
sanmışlardı". Bunu, ABD'nin bir numaralı düşmanı söylüyorsa artık...
11 Eylül saldırılarında sabıkalı Üsame Bin Ladin'in suçluluğu
artık kuşku uyandırmamaktadır; çünkü olmamış eylemleri bile itiraf etmiştir.
Bizi burada ilgilendiren Bin Ladin CIA ile ilişkilerini gerçekten kesmiş miydi
ve Amerika'nın düşmanı olmuş muydu?
1987'den 1998'e kadar El-Kaide savaşçılarının eğitimi, ABD ordusuna girmiş
olan Mısırlı subay Ali Muhammed tarafından yönetilmekteydi. Muhammed, nüfuz
ağlarının -yani staybehind- en gizli üyelerinin eğitim aldıkları John Kennedy
Special Warfare Center and School'da ve aynı zamanda da ilginç bir şekilde özel
US Force subaylarına ders vermekteydi.13
Amerikan Gizli
Servisleri Güvenlik Kurallarını iyi bilen -ki bu kurallar ajanların birbirlerini
sürekli denetlemesini öngörmektedir- Ali Muhammed'in, anlaşılmadan aynı anda
hem ABD'deki bir askeri üstde hem de Sudan'da ve Afganistan'da El-Kaide kamplarında
çalışabilmesi mümkün müdür? 1998 sonlarında Ali Muhammed'in medyatik bir
şekilde tutuklanması, stay-behind'in El-Kaide savaşçılarını eğittiğini ört-bas
etmeye kafi olmamıştır. Dolayısıyla Usame Bin Ladin'in en azından 1998'e kadar
CIA adına çalıştığı ortaya çıkmıştır!
Üsame Bin Ladin
efsanesinin baştan sona CIA tarafından üretilmiş bir paravan olduğunu görmemek
mümkün mü? Böylece bizlere, Bin Ladin'in yirmi kişilik bir savaşçı grubuyla
dünyanın en güçlü ordusunu Somali dışına postaladığına inandırmaya
çalışmışlardır!
Nairobi ve Darüs-Selam saldırıları Amerika karşıtı eylemler olarak
sunuldu. Oysa Darüs-Selam'da ölen 11 kişiden hiçbiri Amerikalı değildi ve
Nairobi'de ölen 293 kişiden sadece on ikisi Amerikalıydı. Bu sahte Amerika
karşıtı saldırıları düzenleyenler, bunun sonuçlarını başkalarına ödetmekte
itina göstermişlerdir.14
Aslında CIA, Sovyetler'e karşı yaptığı gibi Rus etkisine
karşı Usame Bin Ladin'in hizmetlerine başvurmaya devam etmiştir. Başarı
gösteren bir ekip tabi ki değiştirilmez. 1999'da Belgrat dikta rejimine karşı
Kosova isyancılarını desteklemek için "Arap birliği" El-Kaide'yi
kullanmıştır.15 New York Times'ın16 da teyit
ettiği gibi bu örgüt en azından Kasım 200l'e kadar Çeçenistan'da işlevseldi.
Bin Ladin'in Amerika'ya karşı sözüm ona düşmanlığı, Washington'un bu karışık
işlerdeki sorumluluklarını inkar etmesini sağlamıştır.
CIA ile Bin Ladin
arasındaki ilişki, 1998'de kesilmedi.
Bin Ladin, ciddi bir hastalık sonucu 4-14 Temmuz tarihleri
arasında Dubai'deki Amerikan hastanesinde tedavi görmüştür. "Hastanede
bulunduğu sürede ailesinden üyeler, Suud ve Emirlikler'den önemli şahsiyetler
[onu] ziyaret etmiştir. Yine bu dönemde Dubai'de birçok kişinin tanıdığı CIA
bölge temsilcisinin, Üsame Bin Ladin'in odasına gitmek üzere büyük asansöre
bindiği görülmüştür." diye yazmıştır Le Figaro17
"11 Eylül saldırılarından bir gece önce Üsame Bin Ladin
Pakistan'da bulunuyordu. (...) Diyaliz makinesine girmek için gizlice
Ravalpindi'deki askerî bir hastaneye alınmıştır." diye aktarmıştır CBS'in
muhabiri.18
ABD'ye ve İsrail'e karşı Cihad ilan etmiş olan, FBI'in başına 5
milyon dolarlık bir ödül koyduğu, Afganistan terörist eğitim kamplarında
bulunduğu düşünülerek savaş gemisinden gönderilen füzelerle üzerine bombalar
yağdırılan adam, CIA bölüm şefi ile görüştüğü bir Amerikan hastanesinde tedavi
görmüş ve Rawalpindi'de Pakistan ordusunun koruması altında diyaliz makinesine
girmiştir.
Bu üçkağıtçılık, Bin Ladin'in yakınlarını ve El-Kaide'nin
savaşçılarını da kuşatmaktadır. Örneğin Amerikan resmi versiyonuna göre El-Şifa İlaç Fabrikası (Sudan), Bin Ladin tarafından toplu ölümlere neden
olacak kimyasal silahlar yapmakta kullanılmıştır. Bu yüzden 1998'de US Air Force, fabrikayı bombalamıştır.
Oysa, yıkıntıları incelemeye giden uluslararası gözlemciler, bu fabrikanın aspirinden başka bir şey üretmediğini göz lemiemişlerdir. Bu
fabrika, Usame Bin Ladin ve Salah Idris'e aitti. CIA, Salah İdris'i kimyasal
silah üretmekle ve Mısır'daki İslamî Cihad'ı parasal olarak desteklemekle
suçlamıştır. Salah Idris'in maddi varlığını dondurmuştur, fakat Mayıs 1999'da
gizlice bu cezayı kaldırmıştır. Günümüzde "Terörist" Salah İdris,
offshore şirketi Global Security Systems aracılığıyla, İES Digital Systems'in %
75'ine ve protec'in % 20'sine sahiptir. Bununla beraber Baron Cox'un
meclise bildirdiği gibi İES Digital Systems, şu an, İngiliz hükümetsel ve
askeri alanların video denetimini sağlamaktadır.19 Protec de 11
İngiliz nükleer santralinin güvenliğini sağlamaktadır.
FBI'nın, 11 Eylül kamikaze komandolarının başı olmakla
suçladığı ve banka hesabı aracılığıyla eylemleri finanse ettiği söylenen Muhammed Atta'ya gelince, onun da
ilginç bir şekilde Pakistan gizli servislerinin (İSİ) -ki bu servis CIA'nın şubesi olarak kabul edilir- ajanı
olduğu ortaya çıkmıştır.20
"Temmuz 2001'de İSİ'nin Müdürü General Ahmed Mahmud, Muhammed Atta'ın Amerika’daki hesabına 100 bin dolar havale etmiştir." diye bildirmiştir Times of İndia.21
Bu açıklama, ABD'de hiçbir soruya neden olmamıştır. En fazla general Mahmut'tan emekliliğe ayrılması istenmiştir; üstelik kendisinin yerine geçecek kişiyi seçme hakkı bile tanınmıştır.
"Temmuz 2001'de İSİ'nin Müdürü General Ahmed Mahmud, Muhammed Atta'ın Amerika’daki hesabına 100 bin dolar havale etmiştir." diye bildirmiştir Times of İndia.21
Bu açıklama, ABD'de hiçbir soruya neden olmamıştır. En fazla general Mahmut'tan emekliliğe ayrılması istenmiştir; üstelik kendisinin yerine geçecek kişiyi seçme hakkı bile tanınmıştır.
ABD'nin Bin Ladin'e karşı aldığı tedbirler ise yukarıdaki bilgilerden daha inandırıcı değildir. El-Kaide eğitim
kamplarına ve El-Şifa Fabrikası'na, askeri gemilerden atılan 75 füze22,
21 İslamcı savaşçıyı öldürmüştür; bu da Nairobi ve Darüs-Selam’da ölen iki yüz
doksan sekiz kişiye göre pek orantılı bir zayiat değildir.
"Soğuk Savaş döneminden beri Washington, bilinçli olarak
Usame Bin Ladin'i desteklemiş ve aynı zamanda da FBI'nın en çok aranan kişiler
listesine koymuştur. Oysa, mücahidler, ABD adına Balkanlar'da ve eski Sovyet
Rusya'da silahlı ayaklanmalara katılırken FBI'ya da, Usame Bin Ladin'i
tutuklayıp ABD'ye götürme ve terörizme karşı mücadele etme görevi verilmiştir.
Açıktır ki burada hem birbirine ters düşen olaylar hem de vatandaşlara karşı
yalancı bir siyasetin izlenmesi söz konudur; çünkü CIA, Rusya-Afganistan
savaşından beri gizli harekatları aracılığıyla uluslararası terörizmi
desteklemektedir."23 diye yazmıştır Ottowa Üniversitesi
Profesörü Michel Chossudovsky.
Bir yandan Üsame Bin Ladin ABD'nin düşmanı değil de ajanıdır; diğer
yandan da Bush Aailesinin de önemli ticari ortağı olan kendi ailesiyle asla
bağlarını koparmamıştır. 24
Saudi BinLadin Group'un (SBG) parasal mal varlığının Cariyle
Group tarafından idare edildiğini daha önce söylemiştik.
1987'de kurulmuş olan Cariyle Group, 12 milyar dolarlık bir sermayeyi
yönetmektedir. Seven Up'da (Cadbury, Schvveppes'in şişelenmesini sağlamaktadır),
Federal Data Corporation'da (örneğin Federal Aviation Admi-nistration'un sivil
hava trafik denetim sistemini donatmıştır) ve United Defence Industries INC.'de
(Amerikan, Türk ve Suud ordularının en önemli donatıcısıdır) önemli hisselere
sahiptir. Denetlediği şirketler aracılığıyla Cariyle Group, Amerikan silahlanma
şirketlerinin 11. sırasında yer almaktadır.
1990'da Cariyle Group, zorla fon almakla suçlanmıştı.
Cumhuriyetçi partinin bir lobicisi olan Wayne Berman, Bush'un seçim
kampanyasını finanse etmek için şantaj yaparak Amerikan emeklilik fonlarından
para almıştır; bu fonlardan biri, Connecticut dahilinde kamu sözleşmesi elde
etmek için Cariyle Group'a 1 milyon dolar vermeyi kabul etmişti.
Bu idare fonu, Frank C. Carlucci (eski CIA müdür yardımcısı,
sonra da Savunma Bakanı olmuştur) tarafından yönetilmektedir. Danışmanı James
A. Baker III (Başkan Reagan'nın kabinesinin eski
bakanı, sonra Hazine'de Bakan, son olarak da Baba George Bush döneminde Devlet
Bakanı) ve Richard Darman'dır (Bütçe eski müdürü). Dış ülkelerde kendini temsil
etmek için Cariyle Group, John Major'a25 (eski ingiltere Başbakanı)
ve Baba George
Bush'a26 (CIA'ın eski müdürü, sonra da ABD Başkanı)
başvurmuştur.
Cariyle Group'un diğer yöneticileri arasında Halid Bin Mahfuz'un vekili Sami
Mübarek Baarma'ya ve Talat Osman adında birine rastlamaktayız. Bu iki kişi şu
anki ABD Başkanı'na doğrudan bağlıdırlar.
George W. Bush, kişisel servetini, Harken Energy Corporation'un başındayken
elde etmiştir.27 Bu küçük Teksas petrol şirketi, Başkan Baba George
Bush döneminde pazarlığı yapılan Amerikan-Kuveyt sözleşmelerinin iade
komisyonları (retrocommission) olarak Bahrain'ın petrol imtiyazlarını
almıştır.28 Bu işlem tabi ki tamamen illegaldi.
Halid Bin Mahfuz, Harken'de % 11,5 oranında hissedardı.
Hisseleri vekillerinden biri olan Abdullah Taha Bamhsh tarafından "idare
edilmekteydi". Talat Osman idareciydi. Usame Bin Ladin'in ağabeyi Salem
ise Harken yönetim kurulunda Amerikan vekili James R. Bath ile temsil
edilmekteydi.
Bu küçük âlem (Bush ailesi, siyasi minnettarları ve bunların
finans ortaklan ve olmazsa olmaz CIA), ilk manipülasyonlarını
gerçekleştirmekteydiler. 90’lı yılların devasa banka skandalının merkezinde
buldular kendilerini: BCCI'nin iflası29
Bank of Credit and Commerce İnternational (BCCI), 73 ülkede mevcut
olan İngiliz-Pakistan ortağı bir kuruluştu. Üç büyük aile bu bankanın
sahipleriydi: Çokallar (Pakistan), Bin Mahfuzlar (Suudi Arabistan) ve Geith
Pharaon30 (Abu Dabi).
Bu şirket, Ronald Reagan tarafından, İran hükümetini
yozlaştırmak amacıyla Tahran Büyükelçiliği'nde tutulan rehinelerin serbest
bırakılmasını geciktirip Jimmy Carter'in, başkanlığının son dönemini sabote
etmek için kullanılmıştır ("Ekim Sürprizi" adı verilen
operasyon). Sonra ClA'nın eski müdürü ve eski Başbakan Baba George Bush'un
dolduruşuna gelen Reagan yönetimi, Suudi bağışlarını Nikaragua'nın Conra'larına
ve CIA'nın paralarını da Afganistan'daki mücahidlere aktarmak için BCCI'yi
kullanmıştır. BCCI aynı zamanda Suriyeli trader Sarkis Sarkenalian'ın
silah kaçakçılığına, ABD'deki Keatinga skandalına, trader Marc Rich
meselesine, Ebu Nidal grubunun finansmanına, vs.
bulaşmıştır.
Sonuç olarak Medellin
kartelinin parasını da akladığı ortaya çıkınca banka batmıştır. Banka
kapılarını kapattığında 1 milyon mudiyi dolandırmıştır.
BCCI'nin CIA tarafından manipüle edilmiş olması veya
yaratılmış olması şaşırtmamalıdır, iş hukukçuları ve Wall Street courtierleri
tarafından OSS'nin kuruluşundan beri Amerikan gizli servislerinde uzun bir
banka geleneği vardır. CIA'nın iki eski müdürü Richard Helms ve William Casey,
aynı zamanda CIA'nın iki ünlü eski ajanı Adnan
Kaşıkçı31 (Suudi BinLadin Group'un ABD temsilcisi) ve Manucher
Ghobanifar (Irangate meselesinin olayının en önemli aracısı), BCCI ile
çalışmıştır. Burada Kemal Adham'dan (Kral Faysal'ın kayınbiraderi ve 1977'ye
kadar Suud gizli servisleri şefi), Prens Türki el-Faysal el-Suud'dan (1977'den
Ağustos 200l’e kadar Suud gizli servisleri şefi ve Üsame Bin Ladin'in
koruyucusu) ve Abdui Rauf Halil'den (Suud gizli servisleri müdür yardımcısı)
hiç bahsetmeyeceğiz.
BCCI'nin Fransa'da da karanlık bir rol oynadığını burada
hatırlatalım. BCCI, Amerikan-Fransız nükleer teknolojisinin Pakistan'a
akmasını ve rehinelerin serbest bırakılması için yapılan ödemeyi gizlemeye
yaramıştır. Charles Pasqua'ya yakın bir işadamı olan Dominique Santini,
dışarıda BCCI'de oynadığı rolden32 dolayı suçlu bulunmuştur. Aynı
zamanda Fransa'da Elf-Thinet olayıyla ilgili olarak sorgulanmıştır. Bankanın
parçalanmasından üç yıl sonra, Sawari-II sözleşmesi
düzenlemesi esnasında aracılık rolünü bankanın eski yöneticileri üstlenmiş ve Edouard Balladur'ün Cumhurbaşkanlık
seçimlerini finanse edecek bir iade komisyon (retrocommission) sistemini
geliştirmişlerdir. Suudi Arabistan'a yapılan bu hücumbotlarının satışıyla
ilgili ortaya çıkan sorular, Jacques
Chirac'ı Elysee'ye çıkar çıkmaz, Edourd Balladur döneminde Savunma Bakanı
olan François Leotard'ı dinlemeye
almaya itmiştir.
BCCI, Saudi BinLadin Group'un İsviçre Şubesi SİCO33 ile sıkı ilişkiler
içindeydi ve bu şirketin yöneticileri arasında Usame Bin Ladin'in
kardeşlerinden biri olan Salem
bulunmaktaydı.
BCCİ'nin iflasının sorumlusu olarak kabul edilen Halid Bin Mahfuz, ABD'de, 1992 yılında
ceza almıştır. 1995'de kendisine verilen suç kanıtlarını kaldırmak için
bankanın alacaklılarına 245 milyon dolar vermeyi kabul etmiştir.
Birçok yüksek Amerikan görevlisinin öne sürdüğü gibi Bin
Ladin ailesi, Üsame Bin Ladin ile ilişkide kalmaya ve siyasi faaliyetlerini
finanse etmeye devam etmekteyse, bu demektir ki Saudi BinLadin Group'un parasal
yatırımlarını idare eden Cariyle Group da delit d'inite/bilen kişi suçlarına
karışmıştır.
Baba George
Bush, 11 Eylül 2001 borsa manevralarından yararlanan mutlu kişilerden biridir. Bu da
FBI'ın ve IOSCO'nun soruşturmanın
parasal bölümünü kapamaları için iyi bir bahanedir.
Kaynak:
Dehşetengiz Hile / Pentagon’a uçak düşmedi, Thierry Meyssan, medcezir yayınları
Dipnotlar;
1-Bir kaç eser Üsame Bin Ladin'in hayatını konu almıştır. Birçoğu ciddi bir incelemeden ziyade daha çok propaganda mahiyetinde veya sansasyon yaratmayı amaçlamaktadır. Yossef Badansky'nin [Bodansky aynı zamanda Kongrede danışmandır] Bin Laden, the Man who Declared War on America (Prima Publishing yay., 1996) veya Roland Jacquard'ın Au nom d'Oussama Ben Laden (Jean Picollec yay.. 2001) gibi kitaplar, istihbarat servislerinin yayınlanmamış ve dolayısıyla teyit edilemez bilgileri temel almaktadır. Daha ciddi eserlerse şunlardır: PBS'nin Frontline magazini, Hunting Bin Laden (2001) ve İnside the Tenor Net-work (2002). Bu metinlerin tamamı için bkz.: http://www.pbs.org/wgbh/pages/frontline/shows
1-Bir kaç eser Üsame Bin Ladin'in hayatını konu almıştır. Birçoğu ciddi bir incelemeden ziyade daha çok propaganda mahiyetinde veya sansasyon yaratmayı amaçlamaktadır. Yossef Badansky'nin [Bodansky aynı zamanda Kongrede danışmandır] Bin Laden, the Man who Declared War on America (Prima Publishing yay., 1996) veya Roland Jacquard'ın Au nom d'Oussama Ben Laden (Jean Picollec yay.. 2001) gibi kitaplar, istihbarat servislerinin yayınlanmamış ve dolayısıyla teyit edilemez bilgileri temel almaktadır. Daha ciddi eserlerse şunlardır: PBS'nin Frontline magazini, Hunting Bin Laden (2001) ve İnside the Tenor Net-work (2002). Bu metinlerin tamamı için bkz.: http://www.pbs.org/wgbh/pages/frontline/shows
2- bkz. Les Dollars de la terreur, les Etats-Unis et les islamistes, Richard
Laberı viere (Grasset yay., 1999) ve Jihad, expansion et
dedin de l'islamisme, Gilles Kepel (Gallimard yay., 2000).
3-Üsame Bin Ladin'in finans yatırımları için bkz. Ben
Laden, la Verite interdıte, Jean-Charles Brisard ve Guillaume
Dasquie (Denoel yay., 2001). Türkçeye bu kitap
"Yasaklanmış Gerçek: Bin Ladin" ismiyle çevrilmiştir. Anka Yayınları, 2 Mayıs 2002
5-"Şov devam etmeli".
6-Meet the Press,
NBC, 23 Eylül
2001: http://www.state.gov/secretary/rm/2001/index.cfm?docid=5012
7-Responsability for the Terrorist Atrrocities in the United Staies, 11 September
2001, yazan Tony Blair (birinci versiyonu): http://www.number10.gov.uk/evidence.htm
8-Büyükelçi Negroponte'un Güvenlik Konsey başkanına gönderdiği mektup.
ONU S/2001/946 nolu doküman. Bkz. Büyükelçi Eldon"un
mektubuna ONU
S/2001/947.
9- Responsability for the Terrorist Atrrocities in the United Staties. 11 September 2001, yazan Tony Blair (ikinci versiyonu): http://www.pm.gov.uk/file.asp7file-id=2590
10- -New Take Points to Bin Laden, yazan Walter Pincus ve
Karen DeYoung. in The Washington Post. 9 Aralık 2001: http://www.washintgonpost.com
11 -The Week, ABC, 9 Aralık2001.
12-İçişleri Bakanlığı tarafından verilen
kasetin transkripsiyonu kitabımızın ekinde yer almaktadır.
13-The Masking of a Militant, yazan Benjamin
Weiser ve James Risen, in The New York Times, 1 Aralık 1998.
14-Terrorism: US Response to
Bombing in Kenya and Tanzania, a New Policy Direction?, Yazan Raphael Perl,
Congressional Research Service (The Library of Congres, 1 Eylul 1998): http://www.house.gov/crstmp/98-733.pdf;
ve Significant Incidents of Political Violence Againts Americans, içişleri Bakanlığı (1998): http://www.ds-osac.org/publications/documents/sig1998.pdf
15-Osamagate. yazan Michel Chossudovsky, Center Research on
Globalisation, 9 Ekim 2001: http://www.globalresearch.ca/articles/CHO110A.html
ve Les Sol-dats de Ben Laden en Bosnie et au Kosovo, yazan Kosta
Christich. in Balkans-info. Ekim 2001.
16-War on Terror
Casts Chechen Conflict in a New Light, yazan Michael Wines, in The New
York Times, 9 Arahk 2001: http://www.nytimes.com
17- La CIA a rencontre
Ben Laden a Dubai en juillet yazan Alexandra Richard, in Le Figaro, 31
Ekim 2001
18- Hopital Worker: I
Saw Osama, yazan
Barry Petersen, CBS, 29 Ocak 2002:
http://www.cbsnews.co
19-Terror links TV's
guard UK, yazan
Antony Barnett ve Conal Walsh, The Observer, 14 Ekim 2001 ve ayni
yazarlardan inquiry Call Over Compagny Guarding UK Nuclear Plant, The
Observer, 4 Kasim 2001. http://www.observer.co.uk.
20-Pakistan's
Inter-Service intelligence (ISI), yazan B. Raman, South Asia Analysis Group,
Paper 287, 1 Agustos 2001, http://www.saag.org. 21-india Helped
FBI Trace ISI-Terrorist Link, Times of India, 9 Ekim http://www.timesofindia.com
22-BGM-1009 Tomahavvks füzeleri, General Dynamics ve McDonnell
Douglas tarafından üretilmektedir. Modellere göre Amerikan ordusuna 600 000 ve 1 200
000 dolar civarında fatura edilmektedir. Bu operasyonda kullanılan cephanenin
maliyeti 45 ve 90 milyon dolar civarındadır.
23-Oui est Oussama Ben Laden? Yazarı Michel
Chossudovksy, L'Autre Journal, Ekim 2001. Bu makaleyi şu adreste
bulabilirsiniz: http://www.globalrese-arch.ca/articles/CHOl
09E.html.
24-Bu ilişkileri ayrıntılı olarak şu makalemizde inceledik: Les liens financier oc-cultes des Bush et des
Ben Laden, in Notes d'information du Reseau Voltaire, 16 Ekim 2001.
Bu anketimiz Meksika'da şu başlıkla yayınlanmıştır: Lazos
finan-cieros unene a las familias Bush y Bin Laden, Proceso, 21 Ekim 2001. http://www.proceso.commx/1303/1303n19.html.
25- John Majör Link to Bin Laden Dynasty. in Sunday Herald, 7 Ekim 2001.
26-Bush of Arabia, in The Nation, 27
Mart 200 ve Elder Bush in Big GOP Cast Toiling for Top Equity Firm, in The
New York Times, 5 Mart 2001. 27-Harken Energy Corparation'un onceki adi
Arbusto.
28-Fuel for Fantasy, in
Forbes 3 Eylul 1990; ve Ex-Bush Aide Turns to Stumping for Kuwait.. While
Jr. Reaps Oil Windfall, in The Guardian, 12 Aralik 1990.
29-BCCI
skandalı bir çok kitabın konusu olmuştur.
Biz daha çok şu kaynaklardan yararlandık: The BCCI Affair, report
by Sen. Joseph Kerry (D-Mass) and Sen. Hank Brown (R-Colo) to the Senate
Committee on Foreign Relations, Subcommittee on Terrorism, Narcotics and
International Operations, 30 Eyliil 1992. Metnin tumunu şu adreste bulabilirsiniz: http://www.fas.org/irp/congress/1992_rpt/bcci.
Bir
de bkz. Evil Money, Encounters along the Money Trial, yazan Rachel
Ehrenfeld (Harper Buisiness yay., 1992), False Profits, The inside Story of
BCCI, The World's Most Corrupt Financial Empire, yazan Peter Truell ve
Larry Gurwin (Houghton yay., 1992), A Full Service Bank, How the BCCI Stole
Billions Around the World (Simon & Schuster yay., 1992), The Outlow
Bank, A Wild Ride into the Secret Heart of BCCI, yazan Jonathan Beaty ve
S.C. Gwynne (Random House yay., 1993) ve Bankrupt, the BCCI Fraud, yazan
Nick Kochan & Bob Whittington (Victor Gollacz ltd. yay., 1991).
30-Gaith
Pharaon'un Fransa temsilcisi Farid Djouhri Ekim 2001 doneminde Le Figaro ve
Le Monde gazetelerinde iki reklam sayfası satin almştır. Bu iletişim operasyonu Gaith Pharaon ile
Usame Bin Ladin arasmda ki ilişki bulunmadıgını göstermeyi amaçlamaktaydı. Bununla
beraber Gaith Pharaon BCCI olayından beri FBI ve IRS tarafından tutuklanma emri
altında bulunmaktadır. Eski başbakan
Carlos Menem'in de bulaşmış bulundugu bir silah kaçakçılığı
meselesinden dolayı Arjantin'de de aranmaktadır. Bkz. Gaith Pharaon s'offre
la presse franga-ise, in Intelligence Online, 18 Ekim 2001. http://www.intilligenceOnline.fr.
31 -Adnan
Kashoggi, The Richest Man in the World, yazan Ronald Kessler (Warner Books
Inc. Yay. 1986)
32- L'enigme Pasqua, yazan Th. Meyssan
(Golias yay., 2001)
33-SICO'nun ilk adi
CYGNET idi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.