Dört mezhepten birini tercih etmek caiz, uymak ise her Müslümana vaciptir |
Allâhü Teâlâ Hazretleri bazı şeyleri farz, bazı şeyleri vâcib, bazı şeyleri haram, bazı şeyleri mekruh ve bazı şeyleri de mubah kılmıştır.
Resûlullah (aleyhissalavatu vesselam) da bazı şeylere sünnet, bazı şeylere müstehab demiştir. Bu hükümler Allâhü Teâlâ'nın kitabında ve Resûlullah'ın (aleyhisselâm) hadîslerinde vardır. Fakat bazısı açıktır, herkes anlar, bazısı gizlidir, onları ancak ictihad derecesinde olan âlimler anlar.
Allâhü Teâlâ o âlimlere arabî ilimlere, usul ilimlerine ve ahkâm çıkarma hususunda çalışıp yorulmalarını Kur'ân-ı Kerîm ve Resûlullah'ın sözü ile fiilleri ile ve ashâb-ı kiramın icma'ı ile, gizli olanları delil ve emarelerle, istihraç ve kıyâs ile bulup, meydana çıkarıp anlatmalarını ve bunlarla amel etmelerini, müctehid olmayanlara öğretmelerini emretmiştir.
Müctehid olmayanlar bu müctehidlere uymak ve onları taklîd etmek ile memurdurlar. İctihâdda zahmet çekmelerine karşılık, insanlara kurtuluş yolunda rehber ve imâm oldukları için bunlara çok sevap verilir. Müctehid, içtihadında yanıldı ise mazurdur, günah olmaz. Yanılması affedilir, sevaba kavuşur.
Amele âit hükümlerde yanılan müctehidler affedilir, sevap bile kazanır. İtikadda hata affolunmaz. Bunun hakkında çok hadîs-i şeriften bir hadîs-i şerifte: "Doğruyu bulana iki, yanılana bir sevap vardır." buyuruldu.
Müctehidler derecesinde ilme ulaşamayanlara Allâhü Teâlâ bu müctehidierden birine uyup, onun sözü ile amel ederek ve sevaba kavuşmasını emretti. Uyduğu imam, âlim, mezhep sahibi hatâ etmiş olsa da sevap kazanır.
Dört mezheb(Hanefî, Şafiî, Mâlikî, Hanbelî)den herhangi birini tercih etmek caiz, tercih ettiği mezhebi ile amel etmek vacip olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.