Ben Demokrasiye İnanmıyorum! Şart mı Kardeşim? |
Demokrasi, inanılması zorunlu olan bir inanç esası mıdır?
------
..."Demokrasi Düşmanıyım" diye iki yazı yazmıştım. Kemalist dostlar yazıhaneme geldiler. Sanki kendileri çok demokratmışlar gibi... Karşımda demokrasiyi savunuyorlardı.
"Bizi bölücüler sevmez., Irkçılar sevmez. Komünistler sevmez. Faşistler sevmez. Şeriatçılar sevmez. Ama bakıyoruz, sizi her kesimden insanlar seviyor. Biz de seviyoruz. Komünistler, faşistler, farklı etnik kökenden gelenler, inanan, inanmayan herkes seviyor..." diyorlardı.
Baktım lâfı uzatacaklar, sözlerini kestim.
- Hapishanelerde beni tanıyan ne kadar, hırsız, katil, yankesici dolandırıcı, davulcu, zurnacı, dümbelekçi, esrarcı varsa, onlar de beni seviyorlar. Siz bununla ne demek istiyorsunuz? dedim.
- Kardeşim bu, büyük bir onurdur. Herkes tarafından sevilmek ne kadar güzel! Sen nasıl demokrat olmazsın? diyorlardı.
- Bunda samimi misiniz? dedim.
- Elbette ki samimiyiz... dediler.
- Demek ki benim inancımın demokrasiye ihtiyacı yokmuş.Demokrasi yokken biz yine vardık. 3 kıt'aya, 7 denize hâkimdik.
Viyana Kâpıları'nda at oynatır, Cihâna Ferman okuturduk. Bugün demokrasi var. Batı'nın uşağı ve kölesi durumuna düştük. Ben Hindistan'a gitsem, ineğin önünde önümü düğmelerim. Gerçi bu bana pek de zor gelmez. Çünkü nice öküzlerin önünde önümüzü düğmelemeye zaten alışmışız. Saygım elbette ki ineğe değildir. Onu kutsal bilen Hintli'yedir: Halbuki siz, sizden olmayanlara hayat hakkı bile tanımıyorsunuz. Aş isteyen, iş isteyen, ekmek isteyen, özgürlük ve adalet isteyen zavallı insanların karşısına marşlarla çıkıyorsunuz. "Göğsümüz Cumhuriyet'in tunç siperi/Kanla irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti" diye yeri, göğü birbirine katıyorsunuz. Sanki Cumhuriyeti kabullenmeyenler varmış gibi...
Cumhuriyet "Halk İdaresi" demektir. Halkın 4-5 yılda bir sandık başına gitmekten başka, yaptığı bir iş var mı? Yönetime karışıyor mu? Sizinki "Cumhursuz Cumhuriyet..." Yani halksız, halk idaresi... Böyle olur mu? Atatürk boşuna mı "Halkçıyız" demişti? Halbuki siz kopuksunuz. Yani halktan kopuk canım...
Hüseyni Makamında Nükteler, Hüseyin Üzmez, Sayfa:39, TİMAŞ Yayınları,2001
------
..."Demokrasi Düşmanıyım" diye iki yazı yazmıştım. Kemalist dostlar yazıhaneme geldiler. Sanki kendileri çok demokratmışlar gibi... Karşımda demokrasiyi savunuyorlardı.
"Bizi bölücüler sevmez., Irkçılar sevmez. Komünistler sevmez. Faşistler sevmez. Şeriatçılar sevmez. Ama bakıyoruz, sizi her kesimden insanlar seviyor. Biz de seviyoruz. Komünistler, faşistler, farklı etnik kökenden gelenler, inanan, inanmayan herkes seviyor..." diyorlardı.
Baktım lâfı uzatacaklar, sözlerini kestim.
- Hapishanelerde beni tanıyan ne kadar, hırsız, katil, yankesici dolandırıcı, davulcu, zurnacı, dümbelekçi, esrarcı varsa, onlar de beni seviyorlar. Siz bununla ne demek istiyorsunuz? dedim.
- Kardeşim bu, büyük bir onurdur. Herkes tarafından sevilmek ne kadar güzel! Sen nasıl demokrat olmazsın? diyorlardı.
- Bunda samimi misiniz? dedim.
- Elbette ki samimiyiz... dediler.
- Demek ki benim inancımın demokrasiye ihtiyacı yokmuş.Demokrasi yokken biz yine vardık. 3 kıt'aya, 7 denize hâkimdik.
Viyana Kâpıları'nda at oynatır, Cihâna Ferman okuturduk. Bugün demokrasi var. Batı'nın uşağı ve kölesi durumuna düştük. Ben Hindistan'a gitsem, ineğin önünde önümü düğmelerim. Gerçi bu bana pek de zor gelmez. Çünkü nice öküzlerin önünde önümüzü düğmelemeye zaten alışmışız. Saygım elbette ki ineğe değildir. Onu kutsal bilen Hintli'yedir: Halbuki siz, sizden olmayanlara hayat hakkı bile tanımıyorsunuz. Aş isteyen, iş isteyen, ekmek isteyen, özgürlük ve adalet isteyen zavallı insanların karşısına marşlarla çıkıyorsunuz. "Göğsümüz Cumhuriyet'in tunç siperi/Kanla irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti" diye yeri, göğü birbirine katıyorsunuz. Sanki Cumhuriyeti kabullenmeyenler varmış gibi...
Cumhuriyet "Halk İdaresi" demektir. Halkın 4-5 yılda bir sandık başına gitmekten başka, yaptığı bir iş var mı? Yönetime karışıyor mu? Sizinki "Cumhursuz Cumhuriyet..." Yani halksız, halk idaresi... Böyle olur mu? Atatürk boşuna mı "Halkçıyız" demişti? Halbuki siz kopuksunuz. Yani halktan kopuk canım...
Hüseyni Makamında Nükteler, Hüseyin Üzmez, Sayfa:39, TİMAŞ Yayınları,2001
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.