Sabetaycıları Araştırmak SUÇ DEĞİLDİR.. |
GEÇENLERDE Sky-Türk televizyonunda Sabataycılık konusunda beyan ettiğim bazı fikir ve görüşler birtakım Sabataycıları ve Sabataycı-severleri rahatsız etmişe benziyor. Bu husustaki tenkit ve itirazlara verdiğim cevapları aşağıda okuyacaksınız:
1. Sabataycılık konusunu kurcalamaya, araştırmaya ne hakkınız var?
Cevap: Bilgi edinmek, incelemek, araştırmak, yasal sınırları aşıp taşmamak şartıyla tenkit etmek insanların ve vatandaşların temel haklarındandır. Ülkemizde Sabataycılık diye önemli bir mesele vardır. Merak ediyoruz, inceliyoruz, araştırıyoruz, tenkit edilecek tarafları varsa -kendimize göre- tenkit ediyoruz. Bunda gocunacak, tedirgin ve rahatsız olacak ne var?
2. Sabataycılar birtakım gizli sinagoglarda ibadet ediyorlarsa bundan sana ne? Adamların gizli hallerini araştırmak ahlâka ve din hürriyetine aykırı değil midir?
Cevap: İslâm, Hıristiyanlık, Musevilik, Budizm, Hinduizm gibi dinler hakkında araştırma yapılıyor mu? Bu konuda yüzbinlerce kitap, makale yazılmış mıdır? Sabataycılık da bir dindir, onunla ilgili araştırma yapılması, bilgi edinilmesi de çok tabiîdir. Böyle bir şeyin ahlâka aykırı hiçbir tarafı yoktur. Aksine, insanlar bilgilendirildiği için ahlâken tebrik ve takdire şayan bir çalışmadır.
3- Sabataycılarla niçin ilgileniyorsunuz?Bırakın adamlar huzur ve rahat içinde kendi dinlerine göre yaşasınlar...
Cevap: Mesele o kadar basit değildir. Çünkü onlar iki kimliklidir. Dıştan Türk ve Müslüman görünüyorlar; asıl kimlikleri ise Yahudiliktir, yani Gizli Yahudidirler. Onların bu ikili kimliği biz Müslümanları çok yakından ilgilendiriyor ve itiraf etmek gerekirse tedirgin ediyor. Hepsi için söylemiyorum ama onların bazılarının cuma günü camide namaz kıldıkları, cumartesi günü ise gizli sinagogların da Sabataycı, Yahudi âyini yaptıkları söyleniyor. Tabii ki, böyle bir durum bizi yakından ilgilendirir ve rahatsız eder. Bu gibi kimseleri tanımak isteriz. Onların gizlenmek hakları varsa, bizim de bilmek, aydınlanmak, öğrenmek hakkımız vardır. Yeter ki, insan haklarına, adalete, ahlâka aykırı bir şekilde olmasın.
4. Sabataycılar sizin camilerinize, namazlarınıza karışıyor mu?
Cevap: Öyle bir karışıyorlar ki... Ezan Türkçe okunsun, namazda Kur'ân okunmasın, Türkçe tercümesi okunsun diyenler kimlerdir? Yakın tarihimizde Müslümanların temel haklarını, din ve ibadet hürriyetini, inandığı gibi yaşamak hakkını ihlâl edenler çoğunluk itibarıyla Sabataycılar ve onların kendilerine benzetmiş olduğu "Benzetilmişler" değil midir? Büyük bir ilimizde, üzerinde ayetler, kutsal kelimeler yazılı tarihi mezar taşlarını lâğım kapağı olarak kullandırtan meşhur bir vali ve belediye reisi onlardan değil midir? Gazetelerde, televizyonlarda bu milletin din ve inanç hürriyetine saldıranlar onlar değil midir? Onlar böyle yaparken suç olmuyor da biz Müslümanlar onları tanımak, içyüzlerini ve asıl kimliklerini araştırmak istediğimiz zaman niçin suç oluyor, kabahat oluyor? Efendiler biraz mâkul olunuz!
5. Sabataycılar, 70 milyonluk halkın içinde küçük bir azınlıktır. İşi fazla büyütmüyor musunuz?
Cevap: Onların kelle sayısı önemli değildir. Önemli olan nitelik, ağırlık, tesirdir. Onlar sayıca azdırlar ama bütün köşebaşlarını, bütün subaşlarını ele geçirmişler, bütün temel müesseselerde kontrolu sağlamışlardır. Medyada, üniversitelerde; büyük iş, finans, bankacılık, iktisat faaliyetlerinde, fikir ve kültür hayatında ezici ve baskın hakimiyetleri bulunmaktadır. Her taşın altından bir Sabataycı çıkmaktadır. Burada açıkça zikr edilmesi sakıncalı olan birtakım kurumlara da sızmışlardır. Onların önemi, ağırlığı, tesiri hakkında ne söylenilse azdır. Yakın tarihimize damgalarını vurmuşlardır. Devletimize, halkımıza, ülkemize zarar veren müzmin din-devlet zıtlaşmasını ve kavgasını onlar çıkartmışlardır, onlar körüklemektedir, onlar sürdürmektedir. Dünyada hangi medenî, ileri, hukukun üstünlüğünü tanımış, temel insan haklarına bağlı ve saygılı, demokrat ülkede böyle bir kavga vardır, sürmektedir? İddia ediyorum: Sevgili Türkiyemizin çok vahim, çok zararlı, çok tahripkâr genel bir kriz içinde bulunması Sabataycıların siyasetleri ve stratejileri yüzündendir. Ciddî ve objektif araştırmalar yapıldıkça bu konu daha da açığa ve aydınlığa çıkacaktır.
6. Sabataycılar laiklik taraftarı ve âşığıdır. Sen ise laikliğe karşısın, bu yüzden o zavallılara çatıyorsun, düşmanlık ediyorsun...
Cevap: Dünyada bin türlü laiklik bulunmaktadır. Stalin, Enver Hoca, Kamboçya kasabı Pol Pot, Mao da laiklik taraftarıydı, onların da kendi laiklikleri vardı. Laiklik devletin dine, dinin devlete karışmamasıdır. Sabataycıların laikliği nasıl laikliktir? Bu hususta fazla konuşmaya lüzum yoktur, manzara ortadadır. Bu ülkede laikliği saptıran, çığırından çıkartan, uygulamada din düşmanlığı haline getirenler Sabataycılar ve onlara benzetilmiş olanlardır?
7. Sabataycıları kıskanıyorsun, onlar yüksek makamlara çıkıyor, iyi para kazanıyor, onlara haset ediyorsun...
Cevap: Evet yüksek makamlara çıkıyorlar ama nasıl çıkıyorlar? Ehliyetleri, liyakatları olduğu için mi, yoksa birbirlerini destekledikleri ve köşebaşlarına hep kendilerinden olanları getirdikleri için mi? Çok kazandıkları, bu ülkenin rant ve nimetlerinin kaymağını onların yediği de mâlumdur. Nüfusları belki yüzde birdir, belki de bu yüzde birin bile altındadır ama Türkiye'nin rantının, gelirinin yüzde altmışını onların kazandığı söylenmektedir. Ülkemiz gelir dağılımı bakımından dünyanın en adaletsiz, en dengesiz ülkelerinden biridir. Bu adaletsizlikte, dengesizlikte Sabataycıların tuzu biberi çoktur. Onlara haset etmiyorum; onları tanımak, öğrenmek, istiyorum. Ülkemin, devletimin, halkımın, haklarını korumak istiyorum. Kendi kimliğimi, millî kültür ve kişiliği, toplumdaki sosyal uzlaşmayı, millî barışı sağlamak istiyorum. Tarihî ârızaları ve kazaları gidermek, tâmir etmek istiyorum.
Netice olarak şunu beyan etmek isterim: Sabataycıları incelemek, araştırmak, onlar hakkında sağlam ve ciddî bilgiler edinmek, bu konuda istihbarat ve çalışma yapmak kanunen suç değildir, ahlâken çirkin bir şey değildir. Aksine ülkeye ve kültüre hizmettir. Biz farklılıklara, çeşitliliğe, temel insan haklarına karşı değiliz, taraftarız. Ancak her şeyin açık ve şeffaf olmasını isteriz. İki kimlikliliğe, gizli kapaklı işlere; ülke, halk ve devlet üzerinde kurulmak istenen hegemonyalara hakimiyetlere, saltanatlara karşıyız. Noktaların, (i)lerin tam üzerine konulmasını isteyenlerdeniz. Kendi halinde Sabataycılarla bir alıp vereceğimiz yoktur. Lakin militan, agresif, jakoben, fanatik ve kültürü dejenere etmeye çalışanlarla, ülkenin rantlarını adalete ve insafa aykırı olarak elde edenlerle, emanetleri ehil olanlara değil, kendilerinden olanlara verenlerle alıp vereceğimiz vardır.
Mehmet Şevket Eygi
Gazeteci Yazar
(07.05.2004)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.