Tevrat'ın değiştirilmesi, bozulmuş Tevrat'taki çelişkiler, Siyonizm ve Üstün Irk inancı |
Cenab-ı Hak Adem
(A.S) dan beri Hak Peygamberlerini gönderdi. Böylece (Rahman ve Rahim) olduğu
için şefkat ve merhametle bütün kullarına dünya ve ahiret saadetinin yolunu
gösterdi. Bütün peygamberlerin hepsi hakkı temsil etmişlerdir. Hepsi İslâm
peygamberleridirler. Adem (A.S), Nuh (A.S), İbrahim (A.S), Musa (A.S), İsa
(A.S) ve son peygamber Hz.Muhammed (S.A.V).
Adem (A.S)'a 10
sahife, Şit (A.S)'a 50 sahife, İdris (A.S)'a 30 sahife ve İbrahim (A.S)'a 10 sahife gönderildi.
Hz.Musa (A.S)'a TEVRAT
Hz.Davut (A.S)'a ZEBUR
Hz.İsa (A.S)'a
İNCİL
Son Peygamber Hz.Muhammed (S.A.V)'e de KUR'AN-I KERİM gönderildi.
Kur'an-ı Azimüş-Şan, kıyamete kadar bütün insanlığa Dünya ve Ahiret, saadet
yolunu göstermek üzere gönderilmiştir.
Tarihen bilinen gerçek odur ki; çeşitli
şekillerde Kur'an-ı Azimüş- Şan'dan önce gönderilen İlâhi kitaplar çeşitli
kimseler tarafından çeşitli zamanlarda tahrif edildiler. Yalnız Kur'an-ı
Azimüş-Şan bir noktası dahi değişmeden muhafaza olunmuştur ve Cenab-ı Hak
Kur'an-ı Azimüş-Şanı Kıyamete kadar muhafaza edeceğini de bildirmiştir.
Bugün Hz.Musa (A.S)'a gönderilen Hak Kitap
Tevrat'ın, Hz.Davut (A.S)'a gönderilen Hak Kitap Zebur'un, Hz.İsa (A.S)'a
gönderilen Hak Kitap İncil'in aslını bulmak mümkün değildir, bunlar
değiştirilmişlerdir.
TEVRAT
NASIL TAHRİF EDİLDİ?
Tevrat, bütün dünya Yahudilerinin emirlerine
sıkı sıkıya bağlı oldukları din kitabıdır. Tevrat, asırlardır Yahudilerin
hayatlarını, dünyaya bakış açılarını, diğer insanlara karşı düşünce ve
tavırlarını düzenlemiştir. Yahudiler Tevrat'ın tamamen vahye dayalı ve ilahi
bir kitap olduğunu iddia ederler. Önemli olan nokta da burasıdır.
Elimizdeki Tevrat, gerçekten Allah tarafından
indirilmiş orjinal metinlerle aynı mıdır? Yoksa Tevrat, orjinalliği bozulmuş,
dolayısıyla ilahi niteliği kaybolmuş bir kitap mıdır? Bu sorunun cevabı bizzat
Tevrat'ın kendisi araştırılarak rahatlıkla bulunabilinir.
Tevrat, Kitab-ı Mukaddes'in
ilk kısmını oluşturur (İkinci kısım İncildir). 39 Kitaptan meydana gelmiştir.
Ve bu 39 kitabın yalnızca ilk 5 tanesi Hz.Musa'ya verilen bölümlerdir. Beşinci
bölüm olan Tesniye'de Hz.Musa'nını ölümünün anlatılması bundan sonraki
bölümlerin başkaları tarafından yazıldığını ortaya koymaktadır.
"Rabbin sözüne göre Rabbin kulu Musa orada,
Moab diyarında öldü. Ve Moab diyarına Beyt-Peor karşısındaki derede onu gömdü." (Tesniye Bölümü,
34/5-8)
Tevrat'ı
takip ettiğimizde kalan bölümlerin Musa'nın ölümünden sonra Yahudilerin başına
geçen kişilerin hayatlarını ve verdikleri emirleri kapsadığını görürüz. Bundan
dolayı, Tevrat, yüzlerce yıl boyunca değişik kişiler tarafından yazılmış ve
ilahi niteliğini yitirmiş bir kitaptır.
Tevrat'ın değiştirildiği, içerdiği çelişkili
ifadelerden rahatlıkla anlaşılmaktadır. Bu çelişkilerin Musa'nın beş kitabında
dahi var olması, bu bölümlerin de hahamların tahrifatına uğradığını
göstermektedir.
900
sayfalık Tevrat yukarıdan aşağı incelendiği zaman aşağıdaki 4 sebepten dolayı
kutsal Tevrat'ın baştan aşağı değiştirilmiş olduğunu görmek mümkündür:
1.
ÇELİŞKİLER
2.
SİYONİZM VE ÜSTÜN IRK İNANCI
3.
ALLAH İNANCI
4.
ALLAH'IN PEYGAMBERLERİNE İZAFE EDİLMESİ MÜMKÜN
OLMAYAN, HAŞA CİNSEL SAPIKLIK VE GAYRİ AHLAKİ DURUMLARIN İZAFE EDİLMESİ.
Türkiye'deki Mason Üstad-ı
Azamlarından Hayrullah Örs,
Tevrat'ın zaman içinde
tahrif edildiğini şu şekilde anlatmaktadır :
"Eski Ahid, özellikle Tevrat (Musa'nın
5 kitabı, Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye), Yahudiler ve
Hıristiyanlarca, yakın zamana kadar Tanrı'nın Musa'ya doğrudan doğruya
yazdırdığı kitap olarak kabul edilmekte idi. Ama iki yüzyıldan beri yapılan
incelemeler, bunların çok yeni diyebileceğimiz zamanlarda yazıldığını ve
çeşitli maksatlarla tarih boyunca değişikliklere uğratıldığını
ispatlamıştır." (Musa ve Yahudilik, Hayrullah Örs, sf.34-35)
DEĞİŞTİRİLMİŞ
TEVRAT'TAKİ ÇELİŞKİLER
Aşağıdaki çelişkili ayetler, Tevrat'ın orjinal
metinlerinden farklı
olduğunun en açık delilleridir.
"...Ve
İbrahim dedi; "Ya Rab Yehova! Bana ne vereceksin?" (Tekvin
Bölümü, 15/2-3)
"Ve Tanrı Musa'ya söyleyip dedi: Ben Rabbim ve İbrahim'e, îshak'a
ve Yakub'a kadir
olan Tanrı olarak göründüm. Fakat onlara Yehova ismimle malum olmadım." (Çıkış
Bolümü, 6/2-3)
"Ve
Saul'un kızı Mikal'ın ölümü gününe kadar çocuğu olmadı."
(II. Samuel
Bölümü, 6/23)
"Saul'un kızı
Mikal'ın Meholalı Barzillay oğlu Adriel'e
doğurmuş olduğu beş oğlunu
kral
aldı." (Samuel Bölümü, 21/8)
"Ve
Suriyeliler İsrail'in önünden kaçtılar. Ve Davud, Suriyelilerden yedi yüz
araba cenkçiler ile kırk bin atlı telef etti ve ordu başbuğu Şofak'ı vurdu ve
orada öldü." (II.Samuel Bölümü, 10/18)
"Ve Suriyeliler İsrail'in önünden
kaçtılar ve Davud, Suriyelilerden yedi bin araba cenkçiler ile kırk bin yaya
asker öldürdü. Ordu başbuğu Şofak'ı da öldürdü." (I. Tarihler Bölümü, 19/18)
"Ve bir karış kalınlıkta idi ve onun kenarı bir kese kenarı
gibi, zambak çiçeği gibi, işlenmişti, iki bin banyo ihtiva ederdi." ( I. Krallar
Bölümü. 7/5)
"Ve kalınlığı bir avuç idi. Ve kenarı bir kese kenarı
gibi, zambak çiçeği gibi işlenmişti ve içine üç bin
banyo alırdı." (II.
Tarihler Bölümü, 4/2)
"Arah oğulları yedi yüz yetmiş
beş."
(Ezra Bölümü, 2/5) "
Arah oğulları, altı yüz elli iki." (Nehemya Bölümü, 7/10)
"Ahazya kral olduğu zaman kırk iki yaşında idi ve Yeruşalem'de bir yıl krallık etti." (II.Tarihler Bölümü,
22/2)
"Ahazya kral olduğu zaman yirmi iki yaşında idi ve Yeruşalem'de bir yıl krallık eti." ( II. Krallar Bölümü,8/26)
"Ve Yakub o
yerin adını Peniel koydu, çünkü: "Allah'ı yüz yüze gördüm
ve canım sağ kaldı, dedi." (Tekvin Bölümü, 32/30)
"Ve dedi yüzümü göremezsin, çünkü insan beni görüpte yaşayamaz." (Çıkış Bölümü, 33/20)
DEĞİŞTİRİLMİŞ
TEVRAT'TA, SİYONİZM VE ÜSTÜN IRK İNANCI
"Siz Allahın, Rabbin oğullarısınız..
Çünkü sen, Allah'ın, Rabbe mukaddes bir kavmisin ve Rab üzerinde olan bütün
kavimlerden üstün olarak, kendine has bir kavim olmak üzere, seni seçti."
(Tevrat, Tesniye
Bölümü, 14/2)
"Ve Allah'ın Rabb'in sana teslim
edeceği bütün kavimleri bitireceksin, gözün onlara acımayacak." (Tevrat, Tesniye
Bölümü, 7/16)
Hahamlar, kendi
görüşleri doğrultusunda tahrif ettikleri Tevrat'a, Yahudilerin sahip oldukları
üstün ırk inancını da eklemişlerdir.
Yahudiler,
Tevrat'tan çok daha önceleri, kendilerinin bütün ırklardan üstün olduklarına ve
dünyanın gerçek sahibi olduklarına inanmaktaydılar. Yahudi geleneklerinin ve
ideolojisinin temel kitabı olan Kabala,
Tevrat inmeden çok daha önceleri bu sapkın inançlar üzerine kurularak
yazılmıştır. Daha sonra, bütün insanları eşit kılan Tevrat'ı da, Yahudi
hahamları değiştirmişler ve bu Kutsal Kitap'a üstün ırk inançlarını
eklemişlerdir.
Bu sapkın inançlara
göre; Yahudiler Allah'ın seçtiği ve üstün kıldığı bir kavimdir ve yeryüzü
onlara aittir. Fakat "goyimler"
(Yahudi olmayan, insan görünümündeki hayvan demektir) dünyayı haksız olarak ele
geçirmişlerdir.
İşte Yahudilerin bu
inançlara olan bağlılıkları, tarih boyunca diğer milletlere kin ve düşmanlık
beslemelerine yol açmıştır. Bu sapkın görüşe göre,
Rab Yehova yalnız İsrailoğullarını sevmektedirler.
"...Ve onlardan
nefret ettim. Fakat size dedim: Siz onların topraklarını miras olarak alacaksınız ve ben size
onu mülk olarak vereceğim.
Ben, sizi milletlerden
ayırt eden Allah'ınız
Rabbim." (Levililer Bölümü, 20/25)
Ve bu inançlara göre Rab Yehova, Yahudileri
dünya hakimi kılacaktır.
"Ben dedim: Siz ilahlarsınız ve hepiniz yüce
olanın oğullarısınız. Kalk ey Allah! Yeryüzüne hükmet, zira milletlerin
hepsine sen varis olacaksın." (Tevrat, Memurlar Bölümü, 82/6-8)
Siyonizm ise, bu inançlar uğruna, Yahudilerin
insanlara karşı duyduğu nefret ve üstünlük hırsının adıdır. Tevrat, Yahudilerin
bu dünya hakimiyetine nasıl ulaşacaklarını da anlatmıştır:
"Eğer kendi yüreğinde, "Bu milletler
benden çokturlar, nasıl onların mülkünü alabilirim?" dersen,
onlardan korkmayacaksın... Allahın Rab o milletleri önünden azar azar kovacak, onları çabukça bitiremezsin yoksa senin üzerinde kır hayvanları çoğalır." (Tevrat, Tesniye Bölümü, 7/17/,22)
Görüldüğü gibi, Tevrat, Yahudilerin diğer
milletleri yavaş yavaş yok edeceğini söylemektedir. Siyonizm ise bu taktik
doğrultusunda, dünya çapında uyguladığı plânlarda, uzun vadeli hedefler
gütmektedir. Diğer milletlerin, kademeli bir şekilde Yahudilere boyun eğmesi
planlanmaktadır.
Yahudiler, kendi eserlerinde de bu üstün ırk
inancını sık sık dile getirirler. Siyonizmin fikir
babası Ahad Ha'am Nietzsche
Yahudilerin üstün ırk inancını şöyle ifade ediyor:
"Yaratılış
merdiveninde farklı basamaklar olduğunu herkes doğal olarak kabul eder: Önce inorganik
nesneler, bitkiler ve hayvanlar âlemi sonra konuşan yaratıklar ve hepsinin
üstünde Yahudiler.". (Sources de la Pensee Joive
Contenporaine, sf. 49)
Yahudilerin üstün ırk inançlarını ve diğer
milletlere bakış açılarını Tevrat ayetleri açık bir şekilde anlatmaktadır:
"Ve
aranızda yürüyeceğim ve sizin Allah'ınız olacağım ve siz benim kavmim
olacaksınız." (Levililer Bölümü, 26/12)
|
"Ve ecnebiler senin
duvarlarını yapacaklar ve kralları sana hizmet edecekler. Kapıların daima açık
duracak, milletlerin servetini ve sürgün getirilen krallarını sana getirsinler
diye, gece gündüz kapanmayacaklar. Çünkü sana kulluk etmeyen millet harap
olacak. Ve seni sıkıştıranların oğulları sana eğilerek gelecekler ve seni hor görenlerin hepsi senin ayaklarının
tabanlarında yere kapanacaklar ve sana, Rabb'in şehri Kudüs'ün Sion'u diyecekler. Ve milletlerin sütünü emeceksin." (İşaya
Bölümü, 60/10-16)
"Saf altında tartılan Sion'un değerli
oğulları." (Tevrat,
Yeremyanın Mersiyeleri Bölümü, 4/2)
"İşte, şimdi bildim ki, bütün dünyada Allah
yoktur, ancak İsrail'de yardı." (II. Krallar Bölümü, 5/15)
"Sizi,
bugün olduğu gibi
bütün kavimlerin arasından Seçtim." (Tesniye Bölümü, 10/15)
"Kızlarınızı,
onların oğullarına vermeyeceksiniz ve oğullarınıza ve kendinize onların
kızlarından almayacaksınız."
(Nehemya Bölümü, 13/25)
"Bütün göklerin
altında olan kavimler üzerine bugün senin dehşetini ve korkunu koymaya
başlayacağım, onlar senin haberini işitecekler ve senin yüzünden titreyip
kıvranacaklar."
(Tesniye Bölümü, 2/25)
"O Allah ki, bana öçler verir, kavimleri
bana tabi kıllar" ( II. Samuel Bölümü, 22/48)
"Hiç bir leş
yemeyeceksiniz; onu yabancıya satabilirsin, çünkü sen Allah'ın, Rabbe mukaddes
bir kavmisin." (Tesniye Bölümü, 14/21)
Yahudi
hahamları, asırlar önceki meslektaşlarının
uydurdukları bu ayetlere son derece bağlıdırlar. Bütün Yahudi toplumunu bu telkinlerle yetiştirirler.
Başka
bir kaynakta Yahudilerin ağzından kendi
üstün ırk fikirleri şöyle anlatılıyor:
"Tanrı tüm evreni dört temel ayırım yani,
mineral, bitki, hayvan ve insan üzerine kurmuşsa da, aslında beşinci bir türün
var olduğu yazılmıştır. Bu da Am İsrael, yani Yahudilerdir. O'nun dördüncü
türden, konuşanlar topluluğu insanlardan ayıran mesafe, insanı hayvandan
ayıran mesafeden daha az değildir." (Rav
Yoel Kahn, "La cinguieme dimension" Rencontres Habad No. 25, 1989,
sf. 15)
Halbuki
KUR'AN-I Azimüş-Şan, hahamlar tarafından yapılan bütün bu üstün ırk
uydurmalarını reddetmekte ve gerçeği şöylece ortaya koymaktadır:
"....Yahudiler:
"Biz, Allah'ın çocukları ve sevgilileriyiz."
derler.
De ki: "Hayır, siz de onun
yarattığı birer İnsansınız."
(Maide Suresi, 18)
DEĞİŞTİRİLMİŞ
TEVRAT'TA ALLAH İNANCI
"Tanrıya inanmak Yahudiliğin temel
başlangıç noktası değildir. Resul Jeremiah bile İsrail'in başkaldırısını,
Tanrının ağzından şöyle anlatır: Beni terk ettiler ve kanunlarımı
uygulamadılar.'Eski hahamların bu sözü yorumlama şekli ise: İnançlarından
vazgeçsinler ama kanunları uygulasınlar". (Şalom Gazetesi, 8 Mart 1989)
Yahudi dini, tamamen gelenekler üzerine
kurulmuştur. Bir Yahudi için din, Allah'ın hoşnutluğu ve yakınlığından çok,
üstün ırk inancını ve koyu gelenekleri ifade eder.
Bütün Yahudi ibadetleri, sembolleri, Yahudi
ırkının üstünlüğü ve Yahudi geleneklerinin korunması mantığına bağlıdır,
ibadetlerde yüceltilen Allah değil, Yahudilerin kendileridir. Dolayısıyla
Yahudilik, gerçekte, kitabı hahamlar tarafından yazılmış bir ideolojidir,
ideolojisini kibire dayandıran bir yapının ise, Allah'la bağlantı içinde olması
mümkün değildir. Türkiye Yahudilerinin yayın organı
Şalom Gazetesi konu hakkında şöyle diyor:
"Tanrıya
inanmak Yahudiliğin temel başlangıç noktası değildir. Resul Jeremiah bile
İsrail'in başkaldırısını, Tanrının ağzından, şöyle anlatır: "Beni terk
ettiler ve kanunlarımı uygulamadılar." Eski hahamların bu sözü yorumlama
şekli ise: "İnançlarından vazgeçsinler ama kanunları uygulasınlar"
olmuştur."
(Şalom
Gazetesi, 8 Mart 1989)
"İnançlarından
vazgeçsinler ama kanunları uygulasınlar", bu ifade Yahudi
hahamların Allah'a ne derecede inandıklarını göstermektedir. Hahamların gözünde
sapık Yahudi adetleri Allah inancından daha önemlidir.
Bu yüzden Yahudilerin çoğu, gerçeği görseler dahi asla
dinlerinden vazgeçmezler. Yahudilerin bu tutucu tavrı KUR'AN-ı
Azimüş-Şan'da şöyle anlatılır:
"Kimi Yahudiler, kelimeleri konuldukları yerlerden saptırırlar,
dillerini eğip bükerek ve dine bir hınç besleyerek: Dinledik ve karşı geldik,
derler… Onlar az bir bölümü dışında inanmazlar. " (Nisa Suresi 46)
"Onlardan bir bölümü Allah'ın sözünü
işitiyor, akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı." (Bakara Suresi 75)
Allah'ın
sözlerini bile bile değiştiren, dini öğrenip anladıktan sonra dinledik ve karşı
geldik diyen bir yapının, Allah'a inanıyor olması da mümkün değildir.
Yahudilik, Allah inancı üzerine kurulmadığı gibi, tam tersine, Yahudileri
ilahlaştırmıştır:
"Ben
dedim: Siz İlahlarsınız ve
hepiniz yüce olanın
oğullarısınız... Kalk ey Allah! Yeryüzüne hükmet!" (Mezmurlar Bölümü, 82/6-8)
Yahudilerin üstün ırk öğretileri, Allah'ı dahi
kendileri karşısında boyun eğebilecek bir varlık olarak düşünmelerine neden
olmuştur:
"Ve
dedi; Artık sana Yakub değil, İsrail
denilecek; çünkü Allah
ile uğraşıp yendin." (Tekvin Bölümü, 32/28)
İnsanlara yenilen, mağlup olan bir varlık,
tabii ki Allah olamaz; Bu Yahudi hahamların kendi ateizmlerini Tevrat'a sokmak
için uydurdukları bir kıssadır.
Yahudiler kendilerini ilahlaştırırken, Allah'a
insani vasıflar vermişlerdir.
"Ve
günün serinliğinde bahçede gezmekte olan, Rab Allah'ın sesini işittiler." (Tekvin, 3/8)
"O
zaman Rab, uyanan adam gibi, şaraptan bağıran yiğit gibi uyandı." (Mezmurlar Bölümü 78/65)
"Ve
Rab, yeryüzünde adama yaptığına pişman oldu ve yüreğinde acı duydu." (Tekvin Bölümü, 6/6)
Bu Tevrat ayetlerinde görünen gerçek,
Yahudilerin kendilerini hem milletlerden, hatta Allah'tan bile üstün
gördükleridir.
Yahudilere insanüstü vasıflar veren hahamlar,
Allah'a insani acizlikler atfetmişlerdir. Sonuçta "İsrail" kelimesini, Allah ile uğraşıp yenen manasına getirmişlerdir.
(İsrail kelimesinin gerçek manası Yakub demektir. Ben-i İsrail demek Yakub’un
oğulları demektir.)
Bu da Yahudilerin yaşadıkları dinin, Allah
inancına değil, yalnızca Yahudilerin üstünlüğü melankolisine ve koyu
geleneklere dayandığını göstermektedir.
Yahudi dininin ilginç bir özelliği de ahiret
inancına yer vermeyişidir. 900 sayfalık Tevrat'ın hiç bir yerinde cennet veya
cehennemden bahsedilemez. Tamamen dünya hayatına yönelik olan Tevrat'ın bu
hale gelmesi de, kuşkusuz Hahamların eseridir.
Kuran'ın
üçte birine yakın bölümünde ahiret hayatının anlatılması, gerçek dinde bu
konunun ne denli önemli olduğunu göstermektedir.
Şüphesiz, aslında orjinal Tevrat da bu konuyu
ayrıntılarıyla anlatmış olmalıdır. Fakat, ahiret ve dolayısıyla öldükten sonra
hesap verileceği gerçeği hahamların pek hoşuna gitmemiştir. Bu da, bu bölümleri
Tevrat'tan çıkarmalarına neden olmuştur.
Yahudilerin Tevrat'tan ahiret inancını
çıkarmaları, dünya hayatına olan bağlılıklarından kaynaklanmaktadır. Kur'an da
bu konu şöyle anlatılıyor:
"Andolsun, sen onları (Yahudileri)
insanlardan (hatta) müşrik olanlardan ziyade hayata düşkün bulacaksın. Onlardan
her biri arzu eder ki (Kendisine) bin yıl ömür verilsin. Halbuki onun çok
yaşatılması kendisini azaptan uzaklaştırıcı değildir. Allah, onlar ne
işlerlerse, hakkıyla görücüdür." (Bakara Suresi , Ayet: 96)
DEĞİŞTİRİLMİŞ
TEVRAT'TA GAYRİ AHLÂKİ GÖRÜŞLER
Hahamlar Tevrat'a, kendi sapkın görüşlerine
uygun olarak, ahlâkı bozacak emir ve konuları katmayı da ihmal etmemişlerdir.
Bu sapık ayetler, Tevrat'ın orjinal metinlerinden farklı olduğuna da delil
oluşturmaktadırlar. Aile içi cinsel ilişkiye varan bütün sapıklıklar Tevrat'ta
övgüyle anlatılır. Hahamların Tevrat'a ekledikleri Lut Peygamber ve kızları
hakkındaki çirkin iftira, sapık Yahudi adetlerinden olan ensest'i (aile içi cinsel ilişkiyi) meşru göstermek için
uydurulmuştur:
Bunun yanısıra, Tevrat metinlerinde pek çok
müstehcen ifade vardır. Bir ilahi kitapta bulunması mümkün olmayan ifadeler
bozulmuş Tevrat'ta mevcuttur.
Tevrat'ta cinsel
sapıklığın övülmesi ve teşvik edilmesi,. Yahudilerin her türlü sapıklığı
rahatça, dini bir ibadet olarak yapmalarını sağlamaktadır.
(Bkz. İktibaslar, Tevrat ve Cinsel Sapıklık, S.262)
TEVRAT'TAKİ
TAHRİFLER NASIL YAPILMIŞTIR?
Hiç şüphesiz bu tahrifler bir kısım kimselerin; NEFSİNE ESİR
olmaları ve Şeytana uymaları dolayısıyla, kendi arzularına uygun şekilde ilahi
bir kitabı tahrif etmeleri suretiyle meydana gelmiştir.
Kendi nefislerine
esir oldukları ve ahlâken zafiyet içinde bulundukları için, ahlaksızlıkları
rahatça yapabilmek maksadıyla onlara haşa peygamberler de yapmışlardır gibi,
göstermek suretiyle aynı ahlaksızlıklarını devam ettirmek istemişlerdir. Diğer
yandan beni İsrail Tevrat'tan önce kendi ananelerini, örflerini KABALA
adlı bir kitapta toplamışlardı ve bu KABALA'ya
sıkı sıkıya bağlı idiler. Tamamen üstün ırk saplantısına dayanak hazırlanmış
olan KABBALA'daki
görüşlerini
TEVRAT gönderildikten sonra da muhafaza ettiler, kendileri TEVRAT'a
uyacaklarına, TEVRAT'ı
eski ananelerine uydurmak yoluna saptılar. Böylece çeşitli hahamların, çeşitli
zamanlarda yaptıkları değişikliklerle TEVRAT'ın içerisinde yukarıda sözü
edilen çelişkiler, Allah inancıyla bağdaşmayacak bir çok yanlış cümleler ve
üstün ırk fikirleri
TEVRAT'ı doldurduğu gibi, diğer yandan da ahlâken kabul edilmesi
mümkün olmayan bir çok hususlar da TEVRAT içerisinde yer almış
bulunmaktadır. Bu değişikliklerin Hahamlar tarafından nasıl yapıldığı hakkında
bir fikir elde edebilmek için önce Ben-i İsrail içerisinde Hahamların nasıl bir
mevkiye sahip olduklarına bir bakış yapmakta, sonradan da Ben-i İsrail'in TEVRAT'tan
önce sımsıkıya bağlı olduğu KABALA hakkında kısacıkta olsa bir
fikir sahibi olmakta yarar vardır.
HAHAMLAR
Tevrat'ın
büyük kısmını yazanlar, Yahudilerin üzerinde tarih boyunca kontrollerini
sürdürmüş olan, hahamlardır.
Yahudilerin sapkın görüş ve geleneklerine sıkı
sıkıya bağlı olan hahamlar, orjinal Tevrat'ın getirdiği gerçek dini
kabullenmemiş, kendi inançları doğrultusunda Tevrat'ı da değiştirmişlerdir.
Meşhur Mason Hayrullah Örs, Tevrat'ı kimin
yazdığı konusunda şunları söylemektedir:
"Kahinler yazısı denen kısımlarda,
Yahudi şeriatı artık son ve kesin şeklini alır. Bunların bir hahamlar
topluluğunun eseri olduğu anlaşılmaktadır. Bu topluluğun da bütün Musa kitaplarını (Tevrat'ı) yeniden elden geçirmiş
oldukları bellidir. Ama kendi koydukları
kuralları, hep Musa'nınmış
gibi göstermişlerdir." (Musa ve Yahudilik, Hayrullah Örs, sh.36, 37)
Hahamlar,
Tevrat'ı kendi inançları doğrultusunda bozarken, kendi statülerini de korumayı
unutmamışlardır. Tevrat'ta hahamlara kayıtsız şartsız itaat edilmesine dair pek
çok ayet vardır. Tevrat'ın çoğu yerinde kahin olarak geçen hahamlar şu şekilde
anlatılmaktadır:
"Levi
oğulları, kahinler yaklaşacaklar, Rabbin onları seçti ve her dava da, her dövüş
de onların sözlerine göre olacaktır." (Tesniye Bölümü, 22/5)
"Ve her kim, Allah'ın Rabbe hizmet
etmek üzere orada duran kahini veya hakimi dinlemeyerek küstahlıkla davranırsa,
o adam ölecektir." (Tesniye Bölümü, 17/2)
Bu şekilde Tevrat'ı kendi inanç ve çıkarları
doğrultusunda değiştiren hahamlar, tarih boyunca Yahudi toplumunu idare
etmişlerdir. Bugün hâlâ İsrail Devleti'nde her iş hahamların sözüne göre
yapılmaktadır.
Hahamların Tevrat üzerinde yaptıkları ekleme ve
değiştirmeler, tek orijinal ilahi kitap olan Kur'an'da şu şekilde anlatılıyor:
"Artık
(Ey mü'minler!) onların (Yahudilerin) size inanacaklarını umar mısınız? Halbuki
onlardan (hahamlık eden) bir zümre vardır ki Allah'ın kelâmını
(Tevrat'ı) dinlerlerdi de akılları aldıktan sonra onlar bunu bile bile tahrif
(ve tağyir) ederlerdi (bozup değiştirirlerdi)." (Bakara Suresi, Ayet: 75)
"Artık vay hâllerine, Kitab'ı kendi
elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için: Bu Allah
katındandır, diyenlere. Artık yazıklar olsun elleriyle yazdıklarından dolayı onlara,
yazıklar olsun kazandıklarına." (Bakara
Suresi, 79)
Dolayısıyla
Yahudilik, hahamların tutucu ve ırkçı düşünceleriyle meydana gelmiş bir
ideolojidir. Fanatik hahamlar, eski dinlerdeki sapık inançları Tevrat'a ustaca
yerleştirip, bu ideolojiye din süsü vermişlerdir.
KABALA
"Modern
Masonluk kabalist esasları muhafaza etmiştir. Bundan başka mason sistemleri,
tamamıyla kabalist fikirlere ve ilme dayandırılır." (Çırak Kardeşlik Kolu, no.3, sh. 13-14)
Kabbala, Tevrat inmeden çok daha önceleri
Yahudi ruhban sınıfının geliştirdiği bir öğretidir. Kabala büyü ve Şeytani
güçlerle bağlantı sanatıdır.
"Negatif
güçlerin öğretisi" olarak tanımlanan Kabbalizm temelde Şeytan'ın
dininin tüm özelliklerini içerir. Masonluk tamamen kabalist öğretiye dayalıdır:
"Gelenek" veya "Ağızdan kulağa" anlamına gelen
Kabala "sır" esasına
dayalıdır. Bu sırların tamamı, Jerusalem Lodge (Kudüs Locası)'nın
üç Kabalisti tarafından ezberde tutulur. Kabalistlerden biri öldüğünde
İsrail'in 70'ler Meclisi'nden (Sanhedrin)
seçilen bir aday aynı bilgileri devralır.
"Kabala kitaplarının metinleri
sembollerle doludur, Her
devirde, bunların manasını bilen Üç Yahudi bulunur. Bunlardan ölenin yerine, bir alt kademeden (Sanhedrin, 70'ler Meclisi) en iyisi seçilir, diğer ikisi tarafından sırlara vakıf edilir." (Türk
Mason Dergisi, s.21, sh.1095)
"Sanhedrin üyelerinin
tümü büyü bilmek zorundadır."
(Das Reich Satans, Karl R.H. Frick, sh.85)
Faal, Kara büyü ve Şeytanlarla ilişki kurma ile ilgili bilgileri kapsayan Kabala, Masonik öğretinin temelini oluşturur. Bu nedenle Kabbala'nın teorik ve pratik uygulamaları ile ilgili bilgiler 33 kademeye ayrılmıştır. Kabbala'nın vermeye çalıştığı eğitimin özü ise metafizik güçlerle irtibat kurarak Evrenin Ulu Mimarı, yani Şeytan'ın sırrının tüm manalarını içeren bilgiye ulaşmaktır.
"Kabala büyücülüğün anlamını kavrar. Kabala sayesinde kara büyü dünya çapında itibar görmüştür." (Das Reich Satans, Karl R.H. Frick, sh.101)
"Kabala, bilinçaltının kapılarını
açan ve ruhu saran manevi değerlerin dışarı çıkmasını sağlayan anahtardır. Masonluk onu insanın yaşamı
anlaması için gerekli görür." (New Age
Mason Dergisi, sayı 77, sh.31)
"Pratikte Kabala, kötülüklerle
ilgilenmenin yolu ve semboller yoluyla psikolojik dünya üzerinde güç kazanmanın tehlikeli bir sanatı ve büyüye dayalı bir formudur." (Kabbalah,
Tradition of Hidden Knowledge, Zev Ben Shimon Halevi, sh.12)
Kabbalist eğitimle yetiştirilecek adaylar,
Mason Üstad-ı Azamlar tarafından dikkatle seçilir ve aday, ancak bir kademenin
bilgilerini tam anlamıyla hazmedince diğer bir kademeye geçebilir. Bu taktiğe
Masonik dilde "Uykulu gözlere
ışığın yavaş yavaş verilmesi" denir.
TALMUD
Yahudi hahamlar, Tevrat'ı bozup değiştirmekle
yetinmemişlerdir. Tevrat'ta bulunan bütün hükümler hahamlarca biraraya
getirilmiş, detaylandırılmış ve çeşitli eklemelerle açıklanmıştır. Talmud, bu
Tevrat yorumunun, ya da başka bir deyişle tefsirinin ismidir.
Tevrat üzerinde yapılan bu yorum ve
açıklamalar, asırlarca nesilden nesile aktarılmıştır.
Milattan
sonra 2.yy.'da bu yorum ve açıklamaları Yahudi Haham Nasi Yuda, yazılı hale getirerek Talmud'u oluşturmuştur. Bu Talmud
iki kısımdan oluşur. Asıl kısmı oluşturan Mişna
ile, yorum kısmını oluşturan Gamera.
Talmud,
Yahudi dininde büyük önem taşımaktadır. Okullarda Tevrat ile birlikte okutulan
Talmud, bir yasa niteliğindedir. Yahudilerin kabul ettiği şu prensipten,
Talmud'a ne kadar önem verdikleri belli olmaktadır:
"Her Yahudinin öğrenimini üç kısma
ayırması ve üçte birini Tevrat'ın eğitimine, diğerini Mişna'nın eğitimine ve
diğerini
de Gemara'nm eğitimine ayırması gerekir." (ibrani Edebiyatı, s. 14)
Hahamlar, Tevrat'taki dünya hakimiyeti ile
ilgili hükümleri Talmud'da genişletmişlerdir. Bütün özlem ve isteklerini bu
kitaba sokan hahamlar, Mesih inancını da Talmud'da detaylı olarak
anlatmışlardır.
Bunun yanısıra, Yahudi ırkının üstünlüğü
inancı, Talmud'da çok ayrıntılı olarak işlenmiştir. Yahudilerin üstünlüğü
ahiret için de geçerlidir. Talmud'a göre cehennem ateşi Ben-i İsrail
günahkârları ve hahamların talebeleri üzerinde etkili olmayacaktır.
Talmud, Yahudilerin dünyanın sahibi olduğunu
ilan eder. Talmud'a göre, Yahudi olmayan birisinin malı, onu ilk bulan
Yahudi'nindir. Yahudiler bütün ırklardan üstündür. Diğer milletlerin tohumu
hayvan tohumudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.