Türkiye'ye gelen İsrailli turistlerin çoğu hırsız |
Tavrını bu şekilde ortaya koymakla kalmıyor, bir de “Dikkat edin, o alçakta, biz yüksekte oturuyoruz. Masada sadece bir İsrail bayrağı var ve gülümsemiyoruz” diyor.
Devlet adamı değil tam bir dağ eşkıyası tavrı…
Böyle bir tavrı, bir bakan yardımcısı kendi kafasından sergileyemez. Nitekim o da bunu kendiliğinden yapmadığını, Türkiye Büyükelçisine böyle bir tavırda bulunulmasını bütün detaylarıyla Dışişleri Bakanları Avigdor Lieberman’ın planladığını bir radyo konuşmasında açıklıyor.
Dışişleri Bakanı’na gelince…
Kendisinden üstte Başbakan ve Cumhurbaşkanı varken, o da böyle bir şey yapamaz…
Yani bu tavır, Cumhurbaşkanı ve Başbakanı dahil İsrail hükümetinin Türkiye’ye karşı takındığı bir tavırdır.
Meselenin zamanlamasına da dikkat! “Van minüt’ün yıldönümüne yakın günlerde sergileniyor bu tavır…
Bir de şu var: En baştaki devlet adamlarından yani Cumhurbaşkanlarından itibaren, bunların çoğu yalancı…
Hatırlayınız lütfen. Sayın Başbakan, Davos’da İsrail Cumhurbaşkanı’na, “Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” dediğinde, yalancı ve iftiracı Cumhurbaşkanı, “İstanbul’a günde 1000 füze atılsa siz ne yaparsınız?” demişti.
O anın heyecanıyla, bu yalana o gün cevap verilememişti. Amma ambargo altında yaşayan ve yeraltı tünelleriyle getirilen gıdalarla karınlarını doyurmaya çalışan Filistinlilerin, İsrail’e günde 1000 füze attıklarını söyleyebilmek için, ancak İsrail Cumhurbaşkanı olmak icap ediyordu.
Günde 1000 füze şöyle dursun, acaba zavallı Filistinlilerin kullanmak için topu topu 1000 tane soba boruları var mı? Ama üstünde yalancı bir Cumhurbaşkanı bulunan bir hükümetten, yalancılıktan başka ne beklenir ki…
Nitekim bahse konu küstahlığı sergileyen Bay Ayalon, “Türk medyasında Yahudilik aleyhinde yayınlar yapıldığını, bunların durdurulması gerektiği” yalanını söylüyor.
Olmayan bu yayınlar hakkında da şöyle diyor: “Bu, Yahudi toplumunu, İsrail heyetlerini ve Türkiye’ye giden Yahudi turistleri tehlikeye atan, müsamaha gösterilemeyecek bir durumdur.”
Bay Ayalon da pekâlâ biliyor ki, Türkiye’deki Yahudiler, burada İsrail’den daha rahat bir hayat sürüyorlar.
Gelen İsrail heyetlerinin tehlike altında olduğunu söylemek, Türkiye’nin koruma birimlerinin beceriksizliğini söylemek olur ki, bu da ikinci bir küstahlıktır.
Türkiye’ye gelen Yahudi turistlere gelince… Onların çoğu hırsız. Bu turistlerin tehlikede olmaları şöyle dursun, onların kaldığı otellerdeki eşyalar tehlikede. Her an çalınabilir. Otel vazifelileri, İsrailli turistlerden illallah ediyor. Daha çok güneye Antalya civarına, bir-iki günlüğüne gelen İsrailliler, tabak-çatal ne bulabilirlerse çalıyorlar(mış)…
Bize, çok azı hariç inanç ve insanlık düşmanı olan Yahudileri 1400 sene öncesinden beri Kur’ân’ımız bildiriyor:
* Yahudiler Müslümanların en azgın düşmanlarıdır. (Mâide: 82)
* Yahudiler Müslümanların herhangi bir iyiliğe kavuşmalarını istemezler. (Bakara: 125)
* Yahudilerle ne zaman bir anlaşma yapılsa, içlerinden bir kısmı bu anlaşmaları bozar. (Bakara: 100)
* Yahudiler Allah’ın nurunu söndürmek isterler. (Tevbe: 32)
* Yahudi hahamlarından bir çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve onları Allah yolundan uzaklaştırırlar. (Tevbe: 34)
* Yahudiler, kitabın bir kısmına inanır bir kısmını inkar ederler. (Bakara: 85)
* Yahudiler, kendilerine indirilen ve inandıklarını söyledikleri Tevrat’ı bile bozmuşlardır. (Bakara: 75)
* Yahudiler Allah’ın gadabına uğramışlardır. (Bakara: 61)
* Yahudiler Allah’ın lanetine uğramışlardır. (Bakara: 88, Nisâ: 46)
* Yahudiler dilleriyle Müslümanları incitirler. (Âli İmran: 186)
* Yahudiler bilginlerini (hahamlarını) rab edindiler. (Tevbe: 31)
* Yahudiler Allah’ın fakir olduğunu söylerler. (Âli İmran: 181)
Ali Eren
Gazeteci-Yazar
Gazeteci-Yazar
14.01.2010 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.