Bu ülkede Müslümanların Satanistler kadar hürriyeti yok |
Bu ülkenin hakim çoğunluğu Sünni Müslümanlardır. Bu ülkede egemen azınlıklar vardır. Bu egemen azınlıklar, Sünni çoğunluğun temel insan haklarını ve hürriyetlerini kabul etmiyor.
Bu ülkedeki Masonlar sayıca çok küçük, güç ve etki bakımından çok büyük bir egemen azınlıktır.
Masonların sahip olduğu haklar ve hürriyetler Müslümanlara tanınmıyor.
Müslümanların hiç hakkı ve hürriyeti yok değil. Lakin onların hak ve hürriyetleri keyfi şekilde kısıtlanmıştır. Onlar vesayet altındadır. Sömürge yerlilerinin de birtakım hakları vardır...
Resmi ideoloji Müslümanlara bir din gibi benimsetilmek isteniyor. Bu konuda ağır baskılar yapılıyor. Bu ülkedeki tek kimlikli Musevilerin, iki kimlikli Kripto Yahudilerin, Sabataycıların sayısı en fazla bir buçuk milyondur. Onlar Müslümanları baskı altında tutuyor ve haklarını çiğniyor. Yahudiler kendi kutsal günleri olan cumartesileri resmi tatil yapıyor ama Müslümanlar, çoğunlukta olmalarına rağmen cuma günleri tatil yapamıyor.
Halkının çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin hafta tatili cumadır ama halkının çoğunluğu Müslüman olan Türkiye'de bu hak çoğunluğa tanınmıyor.
Bu ülkede Müslümanların Satanistler kadar hakkı ve hürriyeti yok.
Ermeniler patriklerini kendileri seçiyor, Müslümanlar dini reislerini seçemiyor.
Fuhuş, zina, içki, ahlaksızlık, fuhuş, bin türlü çılgınlık diz boyu ama Müslümanların tasavvuf tekkesi açıp zikrullah yapması yasak.
Bu ülkede Çince, Hintçe, Japonca, istersen Tibetçe yayın yapabilirsin ama İslam ve Kur'an yazısıyla Türkçe yayın yapamazsın. Yasak!..
İstanbul'da Ermenilerin, Rumların, Fransız papazlarının, Amerikan misyonerlerinin okulları var ama Müslümanların bağımsız özel İslam okulu açmaları yasak!
Çoğunluktaki Müslümanlar baskı altında, tehdit altında.
Bizde laiklik yok laikçilik var.
Laikliği de, laikçiliği de, İslam'a karşı bir dinmiş gibi algılayanlar ve uygulayanlar var.
Resmi ideoloji rejiminin gayr-i milli eğitimi Müslümanları yabancılaştırmak için var gücüyle çalışıyor, genç nesillerin beyinlerini yıkıyor.
M. Kemal Paşa'nın ölümünden sonra egemen azınlıkların çıkarttığı Kemalizm ideolojisi devletin, hukukun, milli kimlik ve kültürün, insan haklarının üzerinde tutuluyor.
Demokrasinin ve insan haklarının beşiği İngiltere'de başörtüsü, dini kıyafetler, inanç ve ibadetler alabildiğine serbest, bizde ise kısıtlı.
Ülkenin bir numaralı gücü olan silahlı kuvvetlere dindar öğrenci ve eleman alınmıyor.
Daha çok yakın bir zamana kadar devletin gizli stratejisinin birinci maddesi irtica (İslam) tehdit ve tehlikesi idi.
İslam, dindarlık, tesettür, Şeriat İngiltere'de tehdit ve tehlike değil, bizde tehdit ve tehlike!..
Bir mahalledeki birkaç Müslüman aile, özel bir din ve Kur'an hocası tutarak çocuklarına din dersi verdiremiyor.
İngiltere, isteyen Müslümanlar için Şeriat mahkemeleri kurulmasına izin verdi. Bizde Şeriat öcü, tabu.
İslamla, din ve diyanetle, namaz ve secde ile, ibadetle hiç ama hiç ilgisi olmayan birtakım adamlar ve kadınlar zaman zaman Ezan Türkçe okunsun, namaz Türkçe kılınsın diye yaygara kopartıyor.
Egemen azınlıklar, Müslümanları koyun sürüleri gibi idare edebilmek için onları bölmüşler, parçalamışlar, bin fırkaya, hizbe, gruba, kliğe ayırmışlar.
Egemen azınlıklar cami imamlarının çoğunu namaz kılma memuru haline düşürmüş.
Egemen azınlıklar cuma hutbelerine bile karışıyor.
Egemen azınlıklar Ehl-i Sünnet Müslümanlığını açık veya sinsi şekilde yıkmaya çalışıyor.
Maalesef on milyonlarca Müslüman, egemen azınlıkların zokalarını yutmuş vaziyette.
Egemen azınlıkların Kemalist ilahiyatçıları ilahi İslam dini ile beşeri Kemalizm ideolojisini bağdaştırmak için saçma sapan kitaplar yazıyor. Vaktiyle Hindistan'da Ekfer Şah tarafından çıkartılan sapık dine benzer bir din uydurmaya çalışılıyor.
Resmi ideoloji, musalli Müslümanlardan hoşlanmıyor, musalla Müslümanı istiyor.
Müslüman halkı müstehcen yayınlarla, seks serbestliği ile, ahlaksız eğlencelerle, çıplaklıkla "terbiye" ediyorlar.
Egemen azınlıkların kontrolündeki bir kısım büyük medya Müslüman çoğunluğun harim-i ismetlerine günde 24 saat küfür, fısk, fücur, çirkef, isyan, günah, seks lağımları akıtıyor.
Bir güruh sapık İslam'ı, Kur'an ve Sünnet ahkamını AB ve BOP standartlarına uydurmaya çalışıyor.
Okullardaki mecburi din dersi kitapları ve müfredatı tam bir rezalet ve kepazelik. Kitabın başında Paşa'nın tam sayfa fotoğrafı yer alıyor.
İslam medreseleri kapalı ve yasak olduğu için halkı irşad edecek, bilgilendirecek, aydınlatacak yeterli sayıda icazetli gerçek hocalar ve mürşidler yok.
Bu memlekette genelev, meyhane, bar, pavyon, diskotek "masaj salonu", plaj açmak serbest ama tasavvuf dergahı ve tekkesi açmak yasak.
Zina suç değil ama bir tekkede topluca zikrullah yapmak suç.
Mini etek serbest, İslami tesettür kamu alanında yasak.
İngiltere'de, Norveç'te yaşasanız kızınızı koleje başörtüsü ile gönderebilirsiniz ama Türkiye'de gönderemezsiniz.
Başörtülü iç hastalıkları uzmanı Dr. Zeliha hanım Bolu'da bir devlet hastahanesinden kovuldu.
Namaz kıldığı için çok çalışkan, birkaç ödül sahibi, ahlaklı ve faziletli astsubay ordudan, yargı yolu kapalı olarak atıldı, hiçbir hakkı tanınmadı. Şimdi geçinmek için perişan vaziyette çöplüklerden kağıt ve kutu topluyor.
Kötü, bozuk, şerir düzen Müslümanları pasif hale getirmek için birtakım sahte İslamcıların önlerine bol miktarda haram rant kemikleri attı.
Zalimlere göre en iyi Müslümanlar birbirleriyle çekişen ve tepişen Müslümanlardır.
Müslümanların bir İmam-ı Kebir'e biat ve itaat ederek birleşmeleri küfür ve nifak için en büyük felaket olur.
Müslümanlar maalesef bir yığın hizbe, fırkaya, cemaate, parçaya ayrılmıştır.
Müslümanların başında bir İmam-ı Kebir yoktur.
Siyonistler ve Evangelistler Müslümanların başına evcil, itaatli, fantoş, kukla bir Halife seçmek için hazırlık yapıyor.
Peygamber (Salat ve selam olsun ona) ne demiş:
"Yaşadığı zamandaki İmam'a biat etmeden ölen kişi, sanki cahiliye ölümüyle ölmüş olur."
Müslümanların bundan haberi var mı? Çoğunun yok. Bilenler de bilmeyenlere bildirmiyor.
Ahir zamanda bina ve zina çoğalacakmış.
Ribaya bulaşmayan kimse kaldı mı?
Kıyametler veya Büyük Kıyamet yaklaşıyor, birtakım Müslümanlar vur patlasın, çal oynasın.
Ramazan'a az kaldı. Kutsal ay Ramazan şenlikleri ve etkinlikleri. Vur patlasın çal oynasın.
Vatan Sodom Gomore'ye dönmüş. Biz piknik yapıyoruz zevk ü safa içinde.
Alt katlarda yangın var, üst katlarda çalgı çengi.
Haram yeme yaygın ve yoğun hale gelmiş.
Müslümanlar, başında ehil bir Emirülmü'minin olan haysiyetli bir Ümmet olmaktan çıkmış; karanlık gecede yağmura yakalanmış, fırtınaya tutulmuş, kurtların hücumuna uğramış çobansız perişan bir sürüye benzemiş.
Gaflet denizine batmış Müslümanlar küfre, fısk u fücura kanıksamış.
Mukaddesat bezirganlığı büyük bir sektör olmuş. "Onların dinleri paradır..."
Beş vakit namaz terk edilmiş... Halk yığınları şehvetlerine uymuş... Zekat doğru dürüst verilmiyor... Başta gıybet olmak üzere lisan afetleri son haddine varmış...
On bin karı devlete dilekçe vermiş, fahişelik vesikası almak için. Sıra bekliyorlarmış sabırsızlıkla. Üzerinde TC başlığı bulunan resmi "vesikaları" alınca işe başlayacaklarmış.
Öyle ya kadın hakları var. KDV'li, gelir vergili, sağlık kontrollu, polis nezaretinde yasal fuhuş da demokratik ve çağdaş bir haktır.
Genelevlerden toplanan KDV ve gelir vergisi devlet bütçesine katılıyor.
Sizin maaşınızda da bu haram paradan bir miktar vardır.
Canım böyle karamsar tablolar çizerek içimizi karartmasana. Bak para toplayıp camiye beş lüks klima cihazı aldık. Bir de soğuk su makinası. Daha ne istiyorsun?
Sabah namazına on kişi geliyor diye şikayet edip durma. Mihraba bak. Dört sabit mikrofon var, imam bir de yakasına kablolu seyyar mikrofon takıyor. On kişilik cemaat iyi duysun diye. Efendi sen sağır mısın, hoparlörlerden çıkan ve yeri göğü inleten 120 desibel davudi sedaları duymuyor musun? Evet nice Müslüman seher vakitlerinde leşler gibi uyuyor ama hoparlörler uyumuyor...
Müslüman Türkiye'nin işi yaman.
Türkiye'nin Müslüman çoğunluğunun işi yaman
Mehmet Şevket Eygi
Gazeteci Yazar
11 HAZİRAN 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.