Zekat verirken kimleri tercih etmeliyiz |
Zekât ve sadakayı verirken, sıradan insanları değil, bunları nemalandıran kimseleri seçmeliyiz. Yani onu alıp artıran, çoğaltıp büyüten maddî-mânevî bakımdan nemalandıran kimseleri bulup onlara vermeye gayret etmeliyiz. Kısacası araştırmalı; tohumu attığımız arazinin çorak mı, münbit mi olduğuna dikkat etmeliyiz.
Bu tarife uygun insanları ise şöyle tasnif(sınıflandırma) edebiliriz:
1. Dünyadan yüz çevirip yalnız âhiret için çalışan, nefsiyle mücâhede eden takva sahibi yoksullar...
2. İlim erbabı olan fakir kimseler ve ilim tahsili ile meşgul olan talebeler... Zira böylelerine vermek, en şerefli ibâdet olan ve hayatımızın her safhasında zaruri ihtiyacımız bulunan ilmî çalışmaların gelişip yayılmasında onlara yardımcı olmaktır. Cenâb-ı Hakk Kur'ân-ı Kerim'de buyuruyor ki:
"(Sadaka ve zekâtlar, yardımlar) kendilerini Allah yolunda cihâda adamış, Allah'a tâatten başka bir düşüncesi olmayan, o sebeple yeryüzünde dolaşıp kazanmaya imkân bulamayan, durumunu bilmeyen kimselere karşı gösterdikleri tokluktan dolayı onlarca zengin sayılan fakirlere (verilmelidir. Habîbim!) Sen onları görünce yüzlerinden tanırsın. Çünkü onlar yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Yaptığınız ve yapacağınız hayırlarınızı, Allah eksiksiz bilir ve karşılığını verir." (S. Bakara, 273)
Bu âyet-i celile, Ashâb-ı Suffe hakkında nazil olmuştur. Bunlar, Muhâcirler'den fedakâr ve cefakâr bir grup ashâb-ı kiramdı. İlim ve irfan ile meşgul idiler. Hem öğreniyor, hem de öğretiyorlardı. İşte, yapılacak yardımlarda, o gün olduğu gibi bugün de ilim yuvaları, öne alınması gereken müesseselerdir.
3. Ailesi kalabalık, ayrıca hastalık veya herhangi bir sebeple dışarıya çıkıp kazanç temin etme imkânı olmayan fakirler...
Sözün kısası, yapacağımız yardımlarda bu sınıfları mutlaka gözetmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.