Gazi Mehmed Paşa (Bayraklı) Camii |
Kosava bölgesinde bulunan Prizren'deki en büyük, en önemli, en muhteşem Osmanlı eserlerinden biridir. 1798 yılında, zamanın Prizren valisi Rüstem Paşa, bütün camilerde beş vakit ezanın aynı anda okunmasını temin için, gündüzleri caminin alemine bayrak çekilmesini, geçeleri ise fener yakılmasını emreder. Gündüz ezan vakitlerinde çekilen bayraktan dolayı adı "Bayraklı cami" olarak anılır. Yapıldığından bu güne, iftar vakitlerinde ilk kandiller bu camide yakıldığından Prizrenliler Bayraklı Câmii'nin minaresinin kandillerine bakarak iftar etmektedirler.
Caminin bânisi Gâzî Mehmed Paşa, Prizren'de cami yaptırmaya karar verince cami inşâatında kullanacağı paraların helâl olduğunu tesbit etmek ister. Bir gün bütün altınlarını alıp Bistriça deresinin kenarına gelir ve altınların tamamını dereye, "Helâl olanlar su dibinde kalsın, haram olanları su götürsün" diyerek atar. Bir süre bekledikten sonra su dibinde kalan altın paraların helâl olduğuna kanâat getiren paşa, dereden altınları toplar. Gönül rahatlığı içinde büyük bir şevkle caminin temelini atar, bir an önce inşâatın bitmesi ve caminin ibâdete açılması için her gün inşâata gelir ve çalışmaları takip eder.
Birgün, paşanın gözüne bir işçi takılır. İşçinin hep aynı taşla meşgul olduğunu fark eden paşa, işçinin yanına giderek neden böyle yaptığını sorar. İşçi de, "Paşam, caminizde her şeyin helâl olmasını arzu etmişsiniz. Benim de gusül abdesti almam icâp ediyor. Bu yüzden de çalışmak istemiyorum." der. Bu hâdise üzerine, Gâzî Mehmed Paşa, cami inşaatının durdurulmasını ve önce hamam yapılmasını emreder. Böylelikle önce hamam, daha sonra cami inşâ edilir.
M. 1574 senesinde camiin açılış merasiminde. Gâzî Mehmet Paşa'nın isteği üzerine, camiin giriş kapısına büyük bir kilit takılır. Açılış gününde paşa, cemâatle birlikte kapıya yaklaşınca; "Ey kilit, bu cami helâl parayla yapılmışsa kendiliğinden açıl, haram karışmışsa açılma." der. Kilit kendiliğinden açılır. Hamamın açılışı da aynı şekilde olmuştur.
Yıllar sonra Gâzî Mehmet Paşa Câmii'nin minaresi ve kubbesi, yıldırım düşmesi sonucu hasar görür ve uzun bir süre tamir edilemez. Cami cemaatinden bir zât, üç gece arka arkaya rüya görür. Rüyasında nûrânî bir zât caminin tamir edilmesi gerektiğini, bu tamir için yetecek paranın da cami avlusunda gömülü olduğunu söyler ve yerini de bildirir. Gösterilen yeri kazarlar, altınları çıkarırlar ve yıllar sonra camiyi yine helâl para ile tamir ettirirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.