Oruç ve faydaları |
"Oruç"un kelime mânâsı, bir şeyden uzaklaşmak, bir şeye karşı kendini tutmaktır. İslâmî tâbir olarak oruç; tutmaya ehil olan kimselerin, niyet ederek, ikinci fecirden itibaren güneşin batışına kadar orucu bozan şeylerden kaçınıp korunmalarıdır. Diğer bir ifadeyle oruç; belli bir süre, yani imsak vaktinden akşam namazı vaktine kadar yeme-içme, ilaç kullanma, cinsî arzu ve isteklerden uzak durmaktır.
Kur'ân-ı Kerim'de orucun adı, "savm"ve "sıyâm"dır. Her iki kelime de masdardır. "Sıyâm" kelimesi "savm" kelimesinin cem'îsi (çoğulu)değildir. Gerçi "sıyam" cem'î de olur; lâkin oruç mânâsına gelen savm'ın değil, oruç tutan mânâsına olan "sâim" kelimesinin cem'îsidir.
Allah Teâlâ Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: "Sabah vakti beyaz iplik siyah iplikten ayrılıncaya kadar yiyiniz, içiniz." (S. Bakara, 187) Bu âyet-i kerimedeki "hayt (iplik)" kelimesi, mecaz mânâda kullanılmıştır. Bununla gündüzün beyazlığı ve gecenin siyahlığı arasındaki sınır kastedilmiştir. İbn-ü Abdil Berr (ra), Resûlüllah (s.a.v.)'ın, "Bilâl gece vakti ezan okur, İbnü Ummi Mektûm'un ezanına kadar yiyin, için" (Buhâri, Ezan, 11) hadîs-i şerifi hakkında şöyle der: "Bu hadis, beyaz ipliğin sabah vakti olduğuna delildir. Çünkü sahur vakti ancak, sabah vaktinden önce olur." Hz. Bilâl (r.a.) sahur için, İbnü Ümmi Mektûm (r.a.) ise, sabah namazı için ezan okuyordu.
Orucun hem dînî hem de dünyevî bakımdan pek çok faydaları vardır. Bedenî, ruhî, içtimaî/sosyal, iktisadî hatta pedagojik yönlerden sağladığı faydalar münakaşa götürmeyecek derecede açıktır. Her şeyden evvel oruç, Allah'a tâat ve ibâdettir. Mü'mine hudutsuz bir ecir kazandırır. Çünkü oruç, yalnız Allah içindir. Onun mükâfatını bizzat Hz. Allah verecek... Onun keremi ise, sınırsızdır. Bununla "Reyyân" denilen ve sadece oruçlulara ayrılmış bulunan hususî kapıdan cennete girme hakkı elde edilmiş olur. (Nesâi, Sıyâm, 43)
Oruç, içinde bulunulan yıldan gelecek yıla kadar işlenen küçük günahlara keffârettir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.