Osmanlıların Rumeli'ye geçişi |
Osmanlı Târihinin kaynaklarından Oruç Bey tarihinde Türk ve dünyâ târihinin mühim merhalelerinden biri olan Osmanlıların Rumeli'ye geçişini şöyle yazar:
Sultan Orhan Gazi'nin oğlu Süleyman Paşa bir gün gezmeye çıkmıştı. Deniz kıyısından çimpe kalesi tarafını seyre dalmıştı. Yanında Ece Bey ve Fâzıl Bey isminde iki bahadır gazi yiğit vardı. Süleyman Paşa'ya: "Ey Han! Ne düşünürsünüz, hayran kaldığınız şey neydi?" dediler.
Süleyman Paşa: "Fikrim budur ki, kimse duymadan bu denizi öte geçmek isterim..." Ece Bey ve Fâzıl Bey: "Eğer sultânım buyurursa biz ikimiz geçelim" dediler. Sonra Ece Bey ve Fâzıl Bey sal yaptılar. Bu sala binip geceleyin Çimpe kalesi tarafına çıktılar. Oradan birini yakaladılar. Sala binip Süleyman Paşa'ya getirdiler. Süleyman Paşa bu adama hediyeler verip değerli elbiseler giydirdi ve dedi ki: "Sizin hisara kimse duymadan girebilecek bir yer var mı?"
Adam: "Sultanım! Ben sizi bir yerden ileteyim ki kimse duymadan hisara girersiniz." dedi. Hemen birkaç sal yaptılar. Süleyman Paşa, 70-80 bahadırla sala binip geceleyin Rumeli yakasına geçtiler. Doğru Çimpe kalesine geldiler. Kalenin içinde kimse yoktu. Harman vaktiydi, bağ zamanıydı. Kale boştu. Bir kolay yerden kalenin içine girdiler ve kaleyi aldılar. Ama halkını asla rencide edip incitmediler, hattâ ikramlar ve ihsanlar ettiler. Mallarına el uzatmadılar. Ancak içlerinden birkaç ileri gelenlerini tutup karşıda duran askere gönderdiler. Ve sonra Çimpe kalesinin gemileri ile Anadolu yakasındaki askeri Rumeli'ye geçirdiler. Ve Rumeli'nin içlerine doğru fetihler başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.